İsrail’le nerede ve ne zaman çatışacağız?

Okuduğunuz Yazı
İsrail’le nerede ve ne zaman çatışacağız?

İçerik

Kaosun ayak izlerini bir kez daha hissettik.

Beyrut, Tahran… Ya sonra?

Hangi başkent?

“Vuralım, intikam alalım” demiyorum. Ama hedef ülkenin Türkiye olduğu ortadayken “kuşatma ve çatışma ” kaçınılmaz hale geliyor. Siz temenni etmeseniz de birileri evinizin içine girmeye çalışıyorsa önlem almayacak mısınız? İntikam almak bir sebep değil neticedir.

Gazze’de olanların Gaziantep’te olmayacağını kim garanti edebilir?

İsrail ile ya kendi sınırımızda yahut onların sınırında karşılaşacağız. Hangisini tercih edersiniz?

Hiç karşılaşmamayı mı? Hayır, böyle tercih yok; çünkü göz göre göre çatışma istiyorlar.

Asıl hedefleri Türkiye!

15 Temmuz 2016 gecesi Boğaziçi Köprüsü’nde çatıştıklarımız kimdi? Siz istemeseniz de köprünün ortasını kapattılar değil mi?

İsrail ve ardındaki güçler sınırımıza yığılmadan önce onların sınırında olmak zorundayız. Bizim köprülerimiz ve yollarımız kesilmeden önce…

Askerimizin sınırda olması bir seçenek, ama bahsedilen şey bu değil ve Başkan Erdoğan’ın “Karabağ’a nasıl girdiysek…” mesajını iyi okuyun.

Hamasetle ve “intikam” söylemleriyle değil, aklı selimle ve soğukkanlılıkla hareket ediliyor; bunu bir kenara not edin.

Türkiye, İsrail’i “hamlelerle” kuşatmak zorunda! Unutmayın ki onların Savunma Bakanı Başkan Erdoğan’ı Saddam’ın akıbetiyle tehdit ederken ülkemizi de Irak’a çevirmenin planını yapıyor.

Bu güne dek görüştüğüm yetkililerden ve üst düzey askeri kaynaklardan edindiğim izlenimleri ve bilgileri satır aralarında analiz ediyorum. Buradan doğru okumalar yaparsanız mevzu biraz daha netleşir.

PKK, YPG, PYD, FETÖ, İSRAİL, DAEŞ…

Bu kısaltmaları arka arkaya sıralamaktan kurtulamayacak mıyız?

Kurtulacağız.

PKK’nın şehit ettiği insanlarımız baba ocağına her geldiğinde “Kınamak yetmez, intikam demek yetmez, artık bitmeli” diyorduk.

Ülke içinde PKK “neredeyse tamamen” bitti. Güçlü olursak kökten biter, zayıflarsak eskisinden beter karşımıza çıkmaya yeltenirler.

Demek bitiyormuş.

DAEŞ bize ulaşamıyor. Bu kirli örgüte en büyük darbeyi vuran da Türkiye oldu.

YPG, PYD sınır ötemizde ve bize yaklaşamıyor.

Geriye İsrail kaldı. Ama tüm bu örgütler “aynı kalemin” ürünleridir, bunu aklınızdan çıkarmayın.

Şu ana dek saydığım örgütlerin tamamı Amerika Birleşik Devletleri’nin güdümünde ve onları eğitip donatan yine ABD’nin kendisi; İsrail dahil.

Savaşın içindeyiz, farkında değil misiniz? Yeni devletimiz kurulduğu günden beri “dahili ve harici bedhahlarla” savaşıyoruz.

Enerjimizi artık laiklik, şeriat, Atatürk, Şeyh Said gibi tartışmalarda harcamamak gerekir. Bu tartışmalar hiçbir fayda vermedi, zaten neticeye de varamadık.

Tarihi şahsiyetlerden ibret ve örnek alınır; 100 yıl sonra onlar hala tartışma konusuysa birileri bizi cendereye almaya devam ediyor demektir.

Şehit olan sadece İsmail Haniye değil; babamız, çocuğumuz, sevdiğimiz şehit oldu.

Zira Haniye’yi öldürenlerin nihai hedefi Anadolu!

1919’da başlayan direniş ve savunma bitti; ileri atılma vakti geldi. Ama itidalli ve tuzağa düşmeden! Bazen sizin ileri atılmanız onların işine gelebilir. Bu sebeple satranç hamlelerini doğru yerde, doğru zamanda, doğru yapılanmalarla atmak elzemdir; öyle de yapılıyor.

Bunun bedeli olacak mı?

Olacak ve onlar ödeyecek, biz yeterince ödedik.

Başkentimiz bile bombalandı.

Her darbede ülkemizin kaynakları başka ülkelere taşındı.

Şimdi “korkma” diye başlayan istiklalimizi bayraklaştıracak ve neticeye varma planlarını gerçekleştirecek siyasi irade var.

İsrail’in planı ne kadar açıksa ülkemizin “Büyük Türkiye Planı” da o kadar açıktır.

Suriye’de 70 kilometrelik derinlikte askerimiz devriye atacak ve burası yarı resmî vaziyette kontrolümüzde olacak.

Bunun planları ilmek ilmek işlendi.

2016 Ağustos’unda ilk operasyon başlarken, “Türkiye yapamaz” diyorlardı. Bu gün 33 kilometre derinlikteyiz.

Ya onlar Anadolu’ya tahakküm edecek ya bizler tüm bölgeye tahakküm edeceğiz.

ABD’nin kurma kolu olan İsrail’le yakın veya orta vadede Suriye’nin ortasında “vekalet savaşı” başlayacak.

Hazırlıklı olun, her şeyden evvel zihinlerinizi hazırlayın.

Haniye’yi Tahran’da vuranlar ciğerparelerimizi Ankara’da vurmaya kalkarlar.

Onlar gelmeden biz gitmeliyiz.

Eğer milli irade böyle tecessüm etmeye devam ederse en az 100 yıl kazanacağız. Aksi takdirde 200 yıllık sarmal 300’e evrilecek.

Tarih ve talih “doğru hamleler” yapılırsa Türkiye’den yanadır.

SON SÖZ: 200 yıllık makus talihi yıkmaya hiç bu kadar yaklaşmadık ve bu görev omuzlarımızda.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI