Aslanlar
Paris’in kuzeyinde Le Bourget kasabası… Haraketli saatler yaşanıyor.
Batı başkentlerinden çok sayıda isim kasabaya koşuyor. Sivil giyimli Amerikalı generaller, işadamları, CIA üyeleri, İngiliz istihbaratı ve MOSSAD elemanları gibi çok geniş yelpazede bir katılım sağlanıyor.
Salondaki Araplardan biri kürsüye çıkıyor. “İran’da rejim yıkılmalı” diye bağırıyor. Batılı istihbaratçılar, askerler, siyasetçiler alkışlıyor. Kürsüdeki Arap, Suudi Arabistan’dan bir Prens. Fransa’daki konferansta Batılı istihbaratçıları, askerleri, siyasetçileri ağırlayan ev sahibi ise İran Direnişi Ulusal Konseyi…
Suudi Prens aşka geliyor… “İran’da en kısa zamanda rejimin düşmesini istiyorum” diye haykırıyor. Arap Baharı’nın milyonları sokaklara çeken sloganı “Eş-şa’b yurid iskat en-nizam” yani “Halk rejimin düşmesini istiyor” çığlıkları salonda yankı yapıyor. İran Direnişi Ulusal Konseyi Başkanı Meryem Recavi, konferans sonrası kalabalık davetli grubu ile objektiflerin karşısına çıkıyor, “Devrim” hatırası çektiriyor. O fotoğraf karesinde yer alan grubun neredeyse tamamı Batılı istihbaratçılar, askerler ve siyasiler.
Bugün İran’da başlatılan ayaklanmanın ilk kıvılcımı işte Paris’in kuzeyindeki bu Le Bourget kasabasında atılıyor. Ev sahibi Meryem Recavi, bugün İran’daki insanlara “Yürüyün, sokağadökülün, silahlanın” diye çağrılar yapıyor, “Yeni devrimin lideri’ olarak sahneye sürülüyor.
CIA’nın kurduğu ve paraya boğduğu bu Konsey’e BAE’den, Suudi Arabistan’dan milyonlarca dolar yağıyor. Bu paralar İran’da sokaklara dökülenlere oluk oluk dağıtılıyor. Avrasya savaşı tüm hızıyla sürüyor. Çin’den Avrupa başkentlerine taşınacak trilyonlarca dolarlık malın geçiş güzergahlarını anlayabilmek için haritaya baktığımızda karşımıza ilginç bir tablo çıkıyor.
Çin’den hemen sonra Afganistan geliyor. ABD tüm ağırlığı ile bu ülkeyi işgal edip Çin’in dibine yerleşmiş durumda. Afganistan’dan sonra Pakistan geliyor. Çok ilginçtir ABD son haftalarda Pakistan’ı “Teröristlere yardım eden ülkeler” sınıfına koyuyor. Trump açık açık tüm dünyaya bunu duyuruyor.
Bu ülkede peşpeşe bombalar patlıyor.
Çin yönetiminden sert tepki geliyor.
ABD’nin bu “Teröre yardım” iddiaları yalanlanıyor, “Pakistan ile stratejik ortaklığımız daha üst seviyelere taşınacaktır” deniyor. Çin-Pakistan yakınlaşması Amerikan çıkarlarının canına ot tıkıyor. Beyaz Saray “Pakistan’a 36 milyar dolar yardım ettik. Bunudurduracağız” diye tehdit yağdırıyor.
Belli ki; önümüzdeki dönemde Pakistan’ı da fena karıştıracaklar, bunun planlaması için masalar kurulmuş durumda. Çin’den Batı’ya doğru çıktık yola, Afganistan sonrasında Pakistan’ı geçtik. Karşımıza hemen İran çıkıyor. Çin’in trilyonlarca dolarlık üretimini yapabilmesi için gereken enerji İran’dan geliyor. Yani Tahran, Pekin için hayati önem taşıyor.
Ve bir bakıyoruz Trump Beyazsaray’dan tweet yağdırıp, İran’da sokaklara dökülenleri “Devrim” yapmaya çağırıyor, “Yürüyün arkanızdayız” diye açık açık bağırıyor.
İran sokaklarında Washington’dan gelen alkışlar eşliğinde insanlar öldürülüyor.
Çin’den İran’a kadar geldik ve bu ülkeyi de geçelim şimdi. Eğer yola devam etmek isterseniz önünüzde iki alternatif var. Ya aşağıya kayıp Suriye’den geçeceksiniz ya da üzerinden Türkiye’ye ulaşıp Batı’ya koşacaksınız. Suriye şu an yerle bir edildi.
Ve Amerika çok sayıda askeri üssüyle, komutanlık ettiği terörist ordusuyla buraya tamamen yerleşti. Tek sorunları Türkiye’nin Suriye’de yerleştiği bölgeler yüzünden Kobani ile Afrin’i birleştiremiyorlar. Çin’den başlayıp Suriye üzerinden geçecek ve kontrol edilmesi şart olan yolda hayati önemdeki Akdeniz\e şimdilik inemiyorlar, damperli kamyona çarpmışa dönüyorlar.
Türkiye’de de uşak olarak kullandıkları FETÖCÜ teröristlerle darbe yaparak ülkemizi ele geçirmek istediler ama ASLANLAR gibi dik duran bu YÜCE MİLLET’e yenik düştüler. Avrasya’ya, İpekyolu’na hakim olma savaşında ağır yara aldılar.
Şimdi, İran’ı ele geçirip teselli bulmaya ve sonraki hamlelere hazırlanıyorlar. Bölge, sırtlanların avı bitene kadar karışacak. Durmayacaklar. Sultan Abdülhamid Han “En büyük sıkıntımız Batı sırtlanlarının geçiş yolunda olmamızdır” diyerek bugünlere adeta yüz yıl öncesinden işaret etmişti. Sırtlanlar en çirkin hayvanlardır. Çakallar ve akbabalarla birlikte leşle beslenirler. En büyük düşmanları aslanlardır. Ve onları doğada sadece aslanlar durdurabilir.