CHP’de kendi kendini bitirme operasyonu

Okuduğunuz Yazı
CHP’de kendi kendini bitirme operasyonu

İçerik

Bunun başka adı yok…

Siz, “Esnafı boykot edelim” çağrısı yaparsanız kendi kendinizi bitirirsiniz.

Şeffaflık” iddiasındaki sizler acaba ne kadar şeffafsınız?

“MARMARİS’TE NELER OLUYOR?”

Yer: Marmaris Belediyesi..

Birçok insan belediyenin uygulamalarından rahatsız…

Siz olsanız Marmaris gibi bir yerde yerel halkla istişare etmeden “kamu arsası” satar mısınız?

Türkiye’de turizm gelirleri olan, en güzel ilçelerden birinin “geleceği” aynı zamanda ilçenin yerleşimi, evleri ve arazileridir. İlçeyi koruyacaksınız ki “turizm” canlı kalsın ve ilçe halkından esnafına herkes bundan faydalansın.

Herhalde Marmaris’te “arsa satmak” öyle basit iş değildir ve halkla istişare edilerek yapılır.

CHP’li Belediye Başkanı Acar Ünlü ilçedeki 4 ayrı kamu taşınmazını satışa çıkarmış.

İçmeler Mahallesi sakinleri bu durumu öğrenince “kendilerine sorulmadığı için” rahatsız oluyorlar ve bir kısmı bize ulaşıyor.

Başkan Acar Ünlü, çok net soruyorum:

1)İçmeler’deki kıymetli bir arsanın değerini 95 Milyon TL’den 68 Milyon TL’ye düşürerek mi satışa çıkardınız? Bu farkın sebebi nedir?

2)Bu bir “indirim” midir yoksa “hak gaspı” mıdır?

3)Belediyeler halkın varlıklarını “satmakla” mı yoksa “korumakla” mı yükümlüdür?

4)Bu satışı ilçe halkına sordunuz mu? Durumdan haberi olmayan ilçe halkının bir kısmı size tepki gösterir mi?

5)Niçin bu satışı “kapalı teklif” usulüyle yapıyorsunuz? Siz şeffaf değil misiniz?

6)Bir turizm cennetinde kamuya ait arazinin satışı o ilçenin geleceğini menfi yönde etkilemez mi?

Hülâsa; Marmaris gibi “pırlanta ilçelerde” kamu arsaları ancak yerel halkın rızası ile değerlendirilebilir. Masa başında “yaptım oldu, ben böyle karar aldım” diyenler kendi kendini sosyolojik açıdan bitirir.

“ANKARA’DA NE OLDU, OPERASYON MU VAR?”

Evet, Ankara’da operasyon var; ama “uyuşturucu operasyonu” var.

Bir şahsın ortaya attığı, “CHP’li Keçiören ve Etimesgut ilçe belediyelerine operasyon yapılacak. CHP’ye de kayyum atanacak. Bu sebeple Ankara’ya çok sayıda polis geldi” ifadesi tam bir yalan ve manipülasyon olarak kayıtlara geçti.

Kaynaklarımdan teyit ederek olayın doğrusunu yazıyorum:

1)Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve İçişleri Bakanlığı müthiş bir işe imza atarak 7 aydır bir çalışma yürütüyor ve “uyuşturucu satıcılarına” teknik takip yapılıyor.

2)Bunlar “torbacı” değil, esas satıcılar, zehir tacirleri.

3)626 adrese “eşzamanlı” Narkokapan Operasyonu yapılarak 602 şüpheli yakalanıyor.

4)Bu devasa operasyon için Ankara dışından çok sayıda polis geliyor.

İşte bazı aklıevveller bunu, “Polisler kayyuma karşı ayaklanma olursa diye geldi” şeklinde saçmalıyor.

Hem Ankara Cumhuriyet Başsavcımızı hem de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya nezdinde tüm ekibi “uyuşturucuya karşı delilleriyle ve teknik takiple büyük operasyon” yaparak geleceğimizi korudukları için tebrik ediyorum. Allah onlardan razı olsun.

“İMAMOĞLU VAKASININ LOKASYON VERİLERİNE ULAŞILMIŞ”

Ekrem İmamoğlu ile ilgili iddialar giderek somut verilere dönüşüyor.

Hukuk; söylemler ve şahitliklerden ziyade “somut verilere” bakar.

Ekrem İmamoğlu’nun sağ kolu olarak anılan Fatih Keleş’in “rüşvet iddiaları” ile ilgili para görüntüleri, lokasyon verileri ve diğer belgelere ulaşıldığı kaydediliyor.

Ekrem İmamoğlu ile ilgili toplum ne düşünüyor?

Açık ve net söylüyorum; hemen hemen herkes somut veriler bekliyor. Somut veriler gelirse İmamoğlu’nun tüm hikayesi biter, ancak somut veriler gelmez yahut gecikirse durum tersine döner.

Çevremden duyduğum kadarıyla somut veriler gelmeye başlayacak.

“TÜRK DEVLETLERİ VE KIBRIS; ASLINDA NE OLDU?”

Türk Devletleri, Kıbrıs’ta Türk Devleti’ni değil de neden Rum kesimini tanıdı? Türkiye Dışişleri Bakanlığı ne yaptı? Türk Devletleri Teşkilatı’nın geleceği ne olacak? İlişkiler bozulacak mı?

Türk Devletleri’nin “Kıbrıs Hamlesini” elbette doğru bulmuyorum. Ancak burada “ana amaç” Rumları tanımak değildi. Bu karar esasen “Türkiye’ye karşı” alınmış değil.

Tüm soruların cevabını bulacağınız gelişmeleri ve bazı arka plan bilgilerini madde madde yazalım:

*Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Von Der Leyen Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Özbekistan iş birliği stratejik ortaklık kapsamında 12 milyar avroluk anlaşma imzaladı.

*Yayınladıkları ortak bildiride ise BM’nin 4.Maddesi kapsamında 541 ve 550 sayılı kararlarına istinaden “güçlü taahhüdümüzü yineliyoruz” denilerek Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) için “Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti” olarak ilan edilmesine destek verildi.

*Şunu unutmayın; küresel güç olan Türkiye dışında Türk ve İslam dünyasında “kendi göbeğini kendi keserek bağımsız karar alabilen” ülke neredeyse yok. Türkiye ve Azerbaycan bu hususta öncüller.

*Amaç Güney Kıbrıs’ı tanımaktan ziyade Avrupa Birliği’ne açılmaktı.

*Türkiye çok boyutlu bir diplomasi yürütüyor ve bunu “kardeş devletlerle kavga görüntüsü vermeden” yapıyor.

*Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan 1992’de, Özbekistan 1997’de, Türkmenistan 2007’de GKRY (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ile diplomatik ilişki tesis etmişti. Bu ülkeler GKRY’i yeni tanımış değil.

*Kazakistan, GKRY nezdinde ilk mukim Büyükelçisini Ocak 2025’te atadı.

*Özbekistan ve Türkmenistan ise Roma Büyükelçilerini sırasıyla 19 Aralık 2024 ve 31 Mart 2025 tarihlerinde GKRY’ye akredite ettiler. Rum kesiminde Büyükelçilik açmadılar.

*AB – Orta Asya Zirvesi, 4 Nisan 2025’te Semerkant’ta yapıldı. Burada yayınlanan ortak bildiride GKRY’nin tezlerine destek verildi.

*Türkmenistan, tarafsız statüsünden ötürü ortak açıklamanın Kıbrıs ile ilgili bölümlerine çekince koyduğunu söylüyor.

*Kırgızistan ve Tacikistan, AB’nin ekonomik tehditleriyle karşı karşıya olduklarını, bu yüzden kararı desteklemek zorunda kaldıklarını söylüyor. AB her türlü yardımı ve yatırımı kesmekle tehdit etmiş.

*AB, Özbekistan’ı Geliştirilmiş Ortaklık Müzakerelerini durdurmakla ve yatırımları kesmekle tehdit etmiş.

*Kazakistan, herhangi bir baskıyla karşılaşmadığını, bu kararı kendilerinin aldıklarını açıkladı. Ancak Kazakistan’a da baskı yapıldığı biliniyor.

*Türkiye gerekli tepkisini kapalı kapılar ardında veriyor. Kamuoyu önünde verilecek bir tepki Rum kesiminin işine yarar.

*Orta Asya’daki Türk devletleri ile Türkiye’nin arasının bozulması Rumların ve düşman güçlerin işine yarar.

SON SÖZ: Türkiye, aile içi bir konuyu sokakta tartışmıyor. Büyük bir diplomasi arka planda devam ediyor. Türkiye güçlendikçe “Türk Devletleri” daha bağımsız kararlar alacaktır.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI