EKONOMİK TERÖR
Amerika yerkürenin neredeyse bütün ülkelerinde ekonomik alanda gözle görünmez bir algı operasyonu başlattı. Türkiye dâhil bu saldırıya maruz kalan ülkeler de yaşanan ekonomik gelişmeler hiçbir kitaba uymuyor. Hedef ülkenin milli parası bir gecede yarı yarıya değer kaybediyor, borsası çöküyor, altını düşüyor, mevduatları eriyor… Kısacası her şey yerle bir..!
Her şey yerle bir, her şey düşüyor ama her ne hikmetse istisnasız bütün ülkelerde Amerika’nın doları da yükseliyor. Oysa küresel zorbaların kurduğu ve tüm dünyaya ezberlettiği ekonomik tezgâhın sözde kurallarına göre faiz, döviz, borsa saç ayağı gibiydiler ve biri yükseldiğinde diğeri muhakkak düşerdi, biri düştüğünde diğeri muhakkak yükselirdi. Bu iş son zamanlara kadar böyle de uygulandı ancak belirttiğim gibi son zamanlara kadar. Çünkü içinde bulunduğumuz yıl dünya genelinde tüm ezberleri yerle bir eden inanılmaz ekonomik terör saldırısı başlatıldı ve bu saldırı giderek yayılıyor ve büyüyor.
Peki, bu saldırı kimler tarafından nasıl ve neden başlatıldı? İşte cevaplar;
Milli(!) Şeften…Milli …….
Aslında bu saldırılar Amerika tarafından tüm dünyada eşzamanlı ve yıllar önce başlatıldı, günümüze kadar da çok sinsice uygulandı. Temeli masonik yapılanmalara dayanan bu saldırılar Türkiye’ye milli(!) şef döneminde davet edildi ve son dönemde bayrağı devralan FETÖ’nün desteğiyle de 15 Temmuz’a kadar sinsice ve kesintisiz uygulandı. Siyasi irade Erdoğan’ın önderliğinde, yıllardır içimize işlemiş bu sistemi yıkmak için 15 Temmuz Türkiye’yi işgal girişiminden sonra inanılmaz bir savaşın içine girdi. Ancak savaşanların hissedebileceği, bu gözle görünmez mücadelede bütün insanlığı kurtaracak son derece kritik bir dönemde bulunmaktayız.
Dönemi bu denli kritik kılan unsur, Başkan Erdoğan’ın her ortamda ısrarla dile getirdiği MİLLİ PARA unsuru!!
Bu tarihi hamlede tek çıkar yol bütün dünya devletlerini bu fikrin etrafında toplamak. Çünkü bu proje asla tek başına uygulanacak bir proje değil. Bu işte başarı tüm dünya devletlerinin bu fikir etrafında birleşmesiyle olur. Bu durumu çok iyi bilen Erdoğan gelecekte tarihe geçecek çabalarında çok ciddi mesafeler kat etti. Burada ayrıntılarına girmeyeceğim. Ancak kısaca bahsetmek gerekirse; ikili görüşmelerde proje fikir doğrultusunda Rusya gibi, Çin gibi, İran gibi görüş birliğine varılmış birçok devlet var ve şu an için sembolik de olsa milli paralarla alışverişler başladı. S-400 bunun en çarpıcı örneği.
Zurnanın Ucundaki Para…
İşte burası emperyal güç Amerika ve özellikle İsrail için zurnanın zırt dediği yer. Hani dişçi koltuğunda çürük dişiniz oyulduğunda acıya dayanırsınız ancak sinire geldiğinde ani bir refleksle zıplarsınız. İşte MİLLİ PARA İsrail ve Amerikan’ın, perde gerisinde İngiltere’nin sinir ucu. Ellerinden dolar gittiği an taht ve hükümranlık da gitti, dünyada zulüm bitti demektir. Bunu çok iyi biliyorlar.
Başladığı an domino etkisi yapması çok kolay olan bu girişim adı geçen güçler tarafından “her ne pahasına olursa olsun mutlaka durdurulmalı” koduyla anılıyor.
İşte bu girişimi durdurma adına son günlerde sinsice bir oyun başlatıldı ve tüm dünya borsaları toplu hareket etmeye başladılar ve benzeri ancak savaş ortamında veya şirketin iflası durumunda görülebilecek borsa düşüşleri yaşanmaya başladı. Bu anlamsız düşüşler sonucu dünya şirketlerinin değeri kısacık bir sürede 8 trilyon dolar eridi. Borsa düşüyor, tüm dünya para birimleri düşüyor, ülkeler yaratılan bu suni ortamda suni de olsa ciddi ekonomik buhran yaşıyor ama her ne hikmetse bu tezgâhı kuran ABD kâğıt üstünde büyüyor, doları tüm dünyada durdurulamaz şekilde yükseliyor.
Bu operasyonda verilmek istenen mesaj hiç şüphesiz; “Dünya ticaretinde iliklerinize kadar dolar hakimiyeti var, beni hayatınızdan çıkarmayı aklınızdan dahi geçirmeyin yoksa her şey altüst olur!”
Sihirli Kutu…
Bu operasyonda algının yerleşmesine aracılık eden en önemli unsur şüphesiz medya. Hal böyle olduğu için dolar silahının sahipleri, süreci kolaylıkla yürütebilmek için ekonomi alanında yayın yapan televizyon kanalları kurdular ve bu kanalları gelişen ve küçülen dünya maskelemesiyle hedef ülkelere taşıyarak hakimiyet alanlarını genişlettiler. Amerika açısından son derece yerli ve milli olan televizyon kanallarından bir adette ülkemizde var. Adı yabancı, kendi Türk(!) olan bu kanalımız, yaş ortalaması 30 ila 40 arası olan bir avuç sunucuyu her gün konuşturup ekonomiye ayar vermeye çalışıyor.
Geçtiğimiz gün bahse konu kanalın gece kuşağında her gün yayınlanan bir ekonomi programının başlangıcına denk geldim ve sabırla seyrettim….. Sunucu program içeriğini özetleyen konu başlıklarını sıralıyor. Sıraladığı on başlıktan dokuzu Amerika’dan haberler. S&P şunu dedi, Dow Johns endeksi şuradan kapattı, Amerika büyüme oranı şöyle geldi, Amerika tarım istihdam verileri şu çıktı gibi… Erdoğan’ın ülke ekonomisi ile ilgili yaptığı son derece önemli bir haber, tek yerli haber olarak onuncu sıradan ilk on listesine girmeyi başarabildi. Bir kez daha hatırlatayım, bu bahse konu kanal yerli(!) ve ülkemizde yayın yapan bir televizyon kanalı…
Program esnasında İMKB’nin yerle bir olduğu düşüşün nedenini soran izleyenlere “Asya piyasaları düştü ondan” diyerek ilginç bir gerekçe gösteriyorlar, “Asya neden düştü” denince de ABD borsaları düşüşte ya ondan deniyor.
Amerika’dan başka ülke yok mu? Elbette var! Rusya’sı var Çin’i var, Almanya’sı var ve işin ilginç tarafı gün içinde Alman sermayesinin en büyükleri Türkiye’de ticari görüşmeler yapıyor ama bir tek kare de olsa konu ile ilgili haber yok. Israrla ABD! Neden? Çünkü kanalın görevi bilinçaltlarına “Dünya ABD’den ibaret ve tüm dünya göbekten ABD’ye bağlı” mesajı enjekte etmek. Oysa bugüne kadar İMKB kendi ülke koşullarına göre yükseldi ya da düştü. Öylede olması lazım yoksa bize ne Tayvan borsasından, bana ne Belçika borsasından…
Algı Operasyonları…
Tabi oyun çok büyük ve çok derin bunu görmek lazım. Yoksa adı lazım olmayan kanalın görevli sunucularında bu sinsi oyun içinde zerre kadar paylarının olmadığına, esamelerinin dahi okunmadığına eminim. Onlar, perde arkasındaki güç ellerine hangi zurnayı verirse onu öttürmekle mükellefler. Ancak şunu vurgulamakta ve görmekte fayda var; bu tür kanallar da Amerikan’ın ve dolayısıyla doların dünya hakimiyeti konusunda ciddi algı operasyonları yapılıyor ve dünya ekonomisi yönlendirilmek isteniyor. Bu tür operasyonlar özellikle Erdoğan’ın “MİLLİ PARA” vurgusundan sonra inanılmaz derecede arttı ve artmaya da devam ediyor.
Çok geçte kalınsa; milli ekonomiyi savunacak, ekonomi üzerine doğru, gerçek ve milli yayın yapacak televizyon kanallarımız bir bir yayın hayatına başladılar. Ancak sayılarının artması ve uluslararası dilde tüm dünyaya yayın yapan kanala dönüşmeleri mutlak gerekli. Çünkü ekonomi piyasalarında yönlendirmeler, dolayısıyla algı operasyonları çok önemli ve bu konuda dünya geneli bir bilinç oluşması şart.