Özhaseki’nin Ankara’da seçim kazanma potansiyeli
1980 darbesinden sonra.. Şehrin varoşları kar altındadır ve kimse garibanların yüzüne bakmamaktadır. Soğukta yakacak kömürü olmayanlar vardır… O kar altındaki varoşlar için ilk aşevi faaliyetlerini başlatan, fakir ailelere odun kömür dağıtımını ilk kez başlatan kişilerdendir Mehmet Özhaseki..! Fakir mahallelere “halk ekmek büfeleri” konmuş ve öksüz-yetim çocuklar ekmek fişleriyle buralardan ücretsiz ekmek alabilmiştir. İşte Hacı kardeşiniz de o ekmek fişleriyle büfelere gidenlerden biriydi, o dönemleri iyi bilirim.
Özhaseki’nin yaptıklarını tek tek anlatmaya kalksak bugünkü gazetelerin sayfaları buna elbette yetmez. Yıllarca yapılan çalışmalar tüm Türkiye’de ses getirmiş ve adına HASEKİ MODELİ BELEDİYECİLİK denmiştir. Bu başarı neticesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mehmet Özhaseki’ye emanet edilmiş ve tüm tecrübesini 81 milyon vatandaşa yansıtmıştır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde başarılı çalışmalar yapmış, Başkan Erdoğan kendisine “kardeşim” demiş ve Özhaseki bu kardeşliğe “başkaları gibi” halel getirmemiş, trenden inmediği gibi trenin lokomotiflerinden birisi olmuştur.
Ak Parti’nin yerel yönetimlerinin başkanı olan bir isim Ankara’yı Mansur Yavaş’tan da Kılıçdaroğlu’ndan da çok çok iyi bilir.
Kâğıthane’ye “Kâğıt-Tepe” diyen, girdiği İstanbul belediye başkanlığı seçiminde nüfus kaydı başka yerde olduğu için kendi için oy kullanmayı beceremeyen, bunu düşünemeyecek kadar ufuksuz ve ekipsiz olan, ezan okunmadan orucunu açan, hasbelkader Kâbe’ye gitse ‘kıble neresi’ diye sorma ihtimali yüksek olan Kemal Kılıçdaroğlu tutmuş “Mehmet Özhaseki Ankara’yı bilmez” diyor!
Ankara’nın göz bebeği Mogan Gölü’nü yeniden canlandıran kişinin Özhaseki olduğunu bilmeyen Kılıçdaroğlu’na laf anlatmaya gerek yok, zira anlamaz. Kazan’dan Güdül’e, Nallıhan’dan Bala’ya kadar gezin dolaşın; vatandaşların ekseriyetinin Özhaseki ismini tanıdığını, sevdiğini ve aday olmasına sevindiğini görürsünüz. Ama CHP Genel Merkezi’nden çıkıp şöyle bir gezmeniz gerekir.
Eski Başkan Melih Gökçek’i ne zaman arasam telefonuma döndü, ne zaman “geliyorum” desem; “Gel kardeşim, şurdayım” dedi. Sadece bize değil tüm kesimlere kapısını açtı. Sayın Gökçek, “Özhaseki’ye desteğiyle” doğruyu yaptı. Bu hususta aynı çizgide giderse kazanmaya devam eder, ancak “twit silmelerle” anılırsa maalesef yıpranır, gönüllerdeki yeri hasar görür.
Peki, Mehmet Özhaseki Ankara’yı alır mı?
Aldı sayılır, CHP’liler dahi neredeyse “hayırlı olsun” diyecek. Kulisler şimdiden Özhaseki’nin hangi projeleri yapacağını konuşmaya başladı. Mansur Yavaş muhalefet rüzgârıydı esti geçti; Özhaseki dinmeyen bir yerli ve milli fırtınadır.
“TARIMDA BAŞARI VAR DİYE KUDURAN ZEVAT”
Genç ve dinamik Bakan Dr. Bekir Pakdemirli ile makamındaydık. İcraatlarıyle göz dolduran Sayın Bakan ile güzel bir sohbetten sonra kendisine ithalat-ihracat durumunu sorunca; “Buğdayda 21.5 milyar ton üretimimiz var. Son 5 yıl ortalama 19 milyon ton tüketimimiz var. Ha diyeceksiniz ki neden ithalat yapıyorsunuz? Ben de diyeceğim ki! Makarna fabrikaları, un fabrikaları boş mu kalsın? Bunu ithal edip karşılığında ihraç ediliyor. Yani bir o kadar da ihracat var. İthalatın olduğundan daha fazla ihracatımız var. “Siz saman-buğday ithal ettiniz” diyenlere karşı ben de şunu söylüyorum: Siz insanları sana yağ kuyruklarına, salça kuyruklarına ondan sonra tüp kuyruklarına, sigara kuyruklarına muhtaç ettiniz” dedi.
Yani denizde damla misali ithalat var ve devletimiz gayet yerinde adımlar atıyor. Ancak bazı “alçak internet siteleri” bu konuşmayı “cımbızlayıp” Bakan üzerinden algı yönetimi yapmaya başladı. Bunu hep yapıyorlar, yani alışmışlar; o sebeple kudurmuştan beter hareket ediyorlar! Namussuzluk bunların hayat standardı olmuş. Kahpelik yapmadıkları gün uyku tutmuyor bunları!
Çukurlukta master yapmışlardan biri de Ahmet Hakan Coşkun denen ve Aydın Doğan’ın uşağı gibi hareket eden müptezel! Müptezel Hakan, sen ne utanmaz bir herifimsi çıktın böyle! Aydın Doğan döneminde yediğin mokokolar yetmedi de bu dönem de mi aynı mokokoları yiyeceksin dalaksız dönek! (Ahmet Hakan’ın dalaksız olduğu mahkemece sabittir, dönek olduğunu da bizzat kendisi söylemektedir)
Bakan’ın sözlerini bilerek çarpıtıyorsun, yaptığın ahlaksızlık değil mi? “Paramız var ki..” sözünden önce ve sonra neler demiş okumadın mı? Yaptığı onca icraatı haydi görmüyorsun diyelim, kulağın da mı sağırlaştı?
Kimisi yazı yazar ve kıvılcım olur, nûr olur; kimisi yazı yazar ve sirkteki maymun olur? Ahmet Hakan Coşkun kendi sirkinin kızıl kıçlı maymunu olmayı tercih etmeye devam ediyor. 28 Şubat’ın medya aktörü Aydın Doğan’ın ve şarapçı Ertuğrul Özkök’ün teknesinde içki servisi yapma arzusu varsa buna devam edebilir; ancak kes-yapıştır tarzı yorumlara devam ederse çıkmaya çalıştığı edepsizlik zirvesine tez zamanda varabilir.
