CHP’nin derdi tam olarak ne?

Okuduğunuz Yazı
CHP’nin derdi tam olarak ne?

İçerik

Her seçim öncesinde olduğu gibi CHP yine sesini yükseltti, yine sağa sola sataşmaya başladı. Diyelim ki bütün bunlar, siyasi rekabeti yanlış anlamış hatta hiç bilmiyor olmalarından kaynaklanan cahillikler. Sadece bu kadar olsa, kendilerine zarar verir, 31 Mart’tan sonra söner giderler. Ama sadece bu kadar değiller artık; hepimizi ilgilendiren, herkesi risk altına sokan tehlikeli bir oyun oynuyorlar. 

Bu adamların derdi ne, neyin peşindeler?

Diyelim ki sekülerizmin zaferini arzuladıkları bir idealleri, yani Avrupa-Ortaçağ teorileriyle dolu bir ajandaları var. Peki “Yıkalım tüm mabetleri ve bütün tanrıları öldürelim; önce bilgiye sonra kendi kendimize tapalım” dedikleri bir yolun mu askeri bunlar? Bu bile değiller. Çünkü öyle olsalar Suriye’de, İran molla rejiminin teolojik temelli zırvalarıyla çocuk katledip, cennete gideceğini zanneden Şii milislerin ayinlerine destek olmazlardı. Siz hiç Şii bir militan gördünüz mü? Uzaktan bakınca görünüşleri de kıyafetleri de amelleri de DAEŞ ile aynıdır. CHP, bu radikal teröristleri destekliyor. O halde dertleri sekülerizm bile değildir.

Bizim bilmediğimiz bir Türkiye hayalleri mi var?

Silahlı ve kendini koruma özellikli “Hürkuş”, ilk uçuşlarını başarıyla gerçekleştirdi. Dünyadaki muadillerine göre iki kat daha fazla faydalı yük taşıyabilen, 6 saate kadar havada kalıp operasyonel kabiliyetlerini yitirmeyen Hürkuş’la gurur duyabiliyorlar mı? İlk defa tank topu üretmeye başladığımız günlerde, bu meseleyle ilgilendiler mi?

F35’lerin motorlarının ve elektronik aksam tamir bakımlarının dünyada sadece ABD ve Türkiye’de yapılacak olmasına dönüp baktılar mı? Akıllı bomba üretebilen ve bu konuda dışa bağımlılığı tamamen bitmiş nadir ülkelerden olmamıza, kerhen bile olsa, iltifat ettiler mi? “Gökbey” ve “ATAK-2” helikopterlerimizin 2 yıl sonra yüzde 100 yerli motorlarla uçmaya başlayacak olması için, şöyle kalpten bir “Hadi inşallah” diyebildiler mi? Şu ana kadar 40’tan fazla ATAK helikopteri teslim etmiş olmamızla dünyada bu çağda silah satan ülkelerden biri olmamızı siyasi rekabetin dışında tutabildiler mi? “Anadolu LDP” çok amaçlı savaş gemimizin 3 ay sonra suya inecek ve 2 yıl içinde bütün testleri bitmiş halde göreve başlayacak olmasına sevinebildiler mi? “Altay” tankının 2022 yılında tamamen yerli motor ve şanzımanla hareket etmesi hedefi için -moral açısından bile olsa- destek olabildiler mi?

Bırak görmezden gelmeyi, içlerindeki vekilleriyle, bütün bu gelişmelere saldırdılar, yurtdışına çıkıp dedikodu ürettiler, Türkiye’ye iftira ettiler. 2000 yılında askeri ARGE konusunda devletin ayırdığı bütçe “0 TL” iken 2018 yılında ayrılan bütçe “10 Milyar TL”! Sadece şu bilgiden yola çıksa bile, insan insaf eder “Siyaset başka, devletin bekası başka bir iş” der, demesi gerekir.

Ne istiyor bu adamlar?

Ortalık karışsın istiyor, “İşçiler sokağa çıkın” diyor, yakılsın, yıkılsın istiyorlar. Halkın yarısından fazlasının “Evet”, diğer yarsının “Hayır” diyerek bütün milletin sandık başında verdiği kararla Cumhurbaşkanı olan Erdoğan için “Meşru değil” diyorlar. Cumhurbaşkanı için “Zehirlensin, ayağından asılsın” diyerek faşist krizler geçiren bir tiyatrocunun söylemlerini destekliyorlar.

Fetullahçı teröristlerin, PKK’lı teröristlerin başı ne zaman sıkışsa destek oluyorlar. Kılıçdaroğlu, 12 Aralık tarihindeki Meclis konuşmasında, AK Parti’ye oy veren seçmene hitaben “Ver, daha çok sürünürsün” diyor. Buna benzer bütün örnekler gösteriyor ki bu adamların derdi ülkeyi terörize etmek. Yürüdükleri yol, çok riskli. Bu, siyasi rekabet değil, ülkeyi yönetmeye talip olmak değil. Bunun adı, ‘ortalık karışsın bize fırsat çıksın’ hasisliğidir.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Erem ŞENTÜRK