Bu seçim sürecinde sinsi bir aklın kokusu var
31 Mart yerel seçimleri adı üstünde bir belediye seçimidir.
Yalnız anlamı, adından daha büyük!
Türkiye siyaset tarihinde oluşmamış bir denklem var bu seçimde.
Gariplikler, şaşkınlıklar, hayret ettirici gelişmeler…
Bir bakıyorsunuz CHP ile hiç işi olmamış biri çıkıp belediye başkan adaylığına soyunup, Kılıçdaroğlu’nun elini sıkıyor. Bir diğeri Saadetçi kimliğiyle Saadet, CHP ve HDP’nin çatı adayı oluyor. PKK’nın siyasi ayağı olan parti CHP’nin adayını alkışlıyor.
Bu seçim sürecinde sinsi bir aklın kokusu var
Halkımız feraseti ve basiretiyle bir kere daha oyunu ve kirli tuzakları görecek, uşaklara pirim vermeyecektir.
Betül Soysal Bozdoğan
Betül Soysal Bozdoğan
b.soysal.bozdogan@dirilispostasi.com
31 Mart yerel seçimleri adı üstünde bir belediye seçimidir.
Yalnız anlamı, adından daha büyük!
Türkiye siyaset tarihinde oluşmamış bir denklem var bu seçimde.
Gariplikler, şaşkınlıklar, hayret ettirici gelişmeler…
Bir bakıyorsunuz CHP ile hiç işi olmamış biri çıkıp belediye başkan adaylığına soyunup, Kılıçdaroğlu’nun elini sıkıyor. Bir diğeri Saadetçi kimliğiyle Saadet, CHP ve HDP’nin çatı adayı oluyor. PKK’nın siyasi ayağı olan parti CHP’nin adayını alkışlıyor.
Bir al-ver süreci var. Bu olur. Olmuştur da Türkiye’nin geçmişinde…
Olmayan şey, garip gelen şey başka!
Garip olan ittifak kurup inkâr etmek. Yeni olan; teröre bulaşmışlara mesafe koymamak…
Şaşırtıcı olan şey, ittifakı ülkenin Başkanına karşı konumlandırmak. Hani sadece belediye başkanı seçiyorduk. Öyleyse neden nefret ve kin üzerine inşa ediyorsunuz yolculuğunuzu? Neden sadece yerel projelere odaklanmıyorsunuz.
Asıl soru: Bu kadar farklı fraksiyonu bir araya getiren şey ne?
Türkiye’de olmayanı bu seçim için oldurmayı başaran sinsi bir akıl var. Bu aklın yerli olmadığına eminim. Bu derin yapı, denklemi Erdoğan karşıtlığı üzerine kurdu.
SEÇİMLER DOLAYLI DEĞİL, DOĞRUDAN BEKA MESELEMİZLE İLİŞKİLİDİR
Türkiye, tarihinin en ağır jeopolitik kıskacına alınmışken,
Güneyimizde PKK ile ABD kol kola fotoğraf verirken,
ABD TL’ye operasyon çekerken,
15 Temmuz ile bilumum Türkiye düşmanları dişini göstermişken,
Tüm bunlara direnen ve ülkesinin bağımsızlığı için canını ortaya koyan bir lidere bu denli düşmanlık nedendir?
Plan şu; Cumhur ittifakına bazı büyükşehirleri kaybettirmek. Bunun üzerinden yeni sistemi sorgulanır hale getirmek. Ardından mümkünse sokağı karıştırmak. Sonrasında da olay ne kadar büyürse bu kitle için o kadar sevindirici olacaktır. Devletin selameti, halkın refahı zaten bu denklemdekiler için önemli değil.
Böyle bir süreçte yerel seçimler üzerinden kirli planlara alet olmak, ülkenin selametini kulak ardı etmek, kör bir oyunun parçası olmak… İşte bu halk tarafından not edilmesi gereken bir durumdur.
Birileri çok kritik bir sürecin içinden geçen Türkiye için değil kendi ikbal endişelerine ve parti menfaatlerine kilitlenmiş “beka sorunu yok” diyor.
Birileri Erdoğan düşmanlığı üzerinden ülkeyi yakacak anlayışsızlığa savrulmuş.
Birileri emperyalistlerin uşağı olmuş halk umurunda değil.
Birileri din, vatan, millet, bayrak düşmanı ‘satılmış uşak’ olmuş ülkenin kuyusunu kazmakta.
Böyle bir süreçte, tarihin yeniden kurulduğu bir aşamada kimse beni “ülkede beka sorunu yok” lafına inandıramaz.
Seçimler dolaylı değil, doğrudan beka meselemizle ilişkilidir.
Halkımız feraseti ve basireti ile bir kere daha oyunu ve kirli tuzakları görecek, uşaklara pirim vermeyecektir.
İşte buna inancım tamdır.
Tüm mazlumların umudu olmuş, garibanların yönünü dönerek dua ettiği bu köklü devlet dilerim yükselerek davasına hizmet edecek, şan bulacak, şerefi artarak yeni kazanımlarla taçlanacaktır.