Oysa gündüz gözüyle AK Parti’yi bölüyorlar
Kemal Bey, CHP’li tanınmış bir ismin Külliye’ye çıktığı ve Erdoğan ile görüştüğüne dair düzmece haberin üzerinde günlerce tepinmişti. Vatana ihanet söz konusuydu sanki. Muharrem İnce’yi günlerce linç ettiler, en son susması için işi tehdide kadar vardırdılar. Düşünün bunu yalan-düzmece bir haber üzerine yaptılar. Ya gerçek olsaydı haber, İnce’nin başına neler geleceğini varın hesap edin artık!
Kamuoyu da CHP medyası tarafından şartlandırıldığı için ciddi ciddi günlerce bu konuyu çekiştirip durdu. Ama nedense CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, AK Parti’nin eski genel başkanı ve başbakanı Ahmet Davutoğlu’yla el ense yapacak kadar laubali halleri gündem olmadı.
Düşünsenize Deniz Baykal’ın, Faik Öztırak’ın veya Tuncay Özkan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la güle oynaya konuşup şakalaştığını? CHP yönetimi, İnce’nin başında koparılan kıyametin benzerini koparmaz mıydı? “Partimizi bölmek istiyorlar” diye Kemal Bey, yaygara yapıyor olurdu şimdi.
Peki Abdullah Gül’le, Ahmet Davutoğlu’yla, Ali Babacan’la CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aleni bir şekilde ortak çalışma yürütmesi, işbirliği yapması neden herkese gayet normal görünüyor? Bu AK Parti’yi bölmek, parçalamak, Erdoğan’ı devirmek için işbirliği kurmak anlamına gelmiyor mu? Abdullah Gül’ü “cumhurbaşkanı” adayı olarak Erdoğan’ın karşısına dikmeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu, bu durumda AK Parti’yi bölmeye, parçalamaya çalışmıyor mu? CHP, bu durumda Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan ile nasıl bir ilişki geliştirmiş olacak?
Sahi bu “Külliye’de CHP’li” krizi ne için çıkarıldı? Her iftira bir itiraf mı yoksa? “CHP’yi bölüyorlar” yaygarasını yapanlar şimdi gündüz gözüyle AK Parti’yi bölmeye çalışmıyor mu?