Başlamadan bitmek…

Okuduğunuz Yazı
Başlamadan bitmek…

İçerik

Ehliyet ve liyakat meselesi gündemden hiç düşmüyor.

Düşmez.

Bir tane pozisyon varsa o pozisyona bin talip var.

Nasıl düşsün?

Herkese göre “en kaliteli” kendisi.

Yine o “herkes”e göre kendisinden başka kim varsa kötü.

Oysa kişiyi kendisinden daha iyi kimse tanıyamaz.

Zira insan ne kadar zorlarsa zorlasın kendisine yalan söyleyemez.

Elbette iç sesini bastırır, susturur ama bir süre…

Kişi kendisini bilir.

Sonsuza kadar aynalardan kaçabilen var mı?

***

Böyle olmasına böyledir de…

Kendimize soralım.

Layık olmadığımız pozisyonu kapmak için yırtınıp sonra o yükün altında ezilmiyor muyuz?

Adalet diyoruz ama aslında imtiyaz peşinde koştuğumuz yalan mı?

Bir yapının içinde herkesten ilgi itibar görürken her şey iyi, güzel…

Ama oradaki pozisyonumuzu kaybettiğimizde “batsın bu Dünya” şarkısını söylemiyor muyuz?

***

İnsan, madde, makam, mevki, şöhret, güç uğruna sarf ettiği çabanın binde birini, kendini bilmek için harcasa sorun kalmayacak.

Hepimiz bunu biliyor, bunu söylüyoruz.

İyi de bunu yapmanın bir kıymeti olmazsa…

Heves aklın önüne geçerse…

Başarısızlığı tescillilerin hoplamaları, zıplamaları sonuç verirse…

İyi, güzel, doğru, faydalı ve başarılı olan para etmezse…

Kötü, zararlı, yıkıcı olan alkışlanırsa….

İhanet ödüllendirilir, sadakat hor görülürse…

Burada insanlardan kendilerini bilmelerini beklemek gerçekçi olur mu?

Bu, onlardan taşıyamayacakları bir yükü sırtlanmalarını istemek anlamına gelmez mi?

***

Bir kötülüğü başlatan kıyamete kadar onu işleyen herkesin sorumluluğunu da paylaşmak zorunda kalır.

Kaybettirmek için yola çıkan kazanamaz.

Derdi yıkmak olan yapamaz.

Ve her iş sonucuna göre değerlendirilir.

Gezi ayaklanması, 17-25 Aralık ihaneti, hendek terörü ve 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi…

Her yolu denediler ve hala dört koldan saldırıyorlar.

Milleti küçük parçalar haline getirmenin, devleti yönetilemez kılmanın peşindeler.

Bu gerçek gözümüzün önündeyken kişisel hesap güdenlerin, hırslarını tatmin derdinde olanların, benlik davasına düşenlerin başlamadan bittikleri ortada değil mi?

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
100%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Serkan FIÇICI