LEGAL WINEP AKTÖRLERİ İŞBAŞINDA
Sistematik olarak devlet aygıtının işleyiş mekanizmalarını hedef alanların gerçek suretini güç, demokrasi, hak, hukuk ve bu etiketle gizlenen legal misyonlu maskeleri indirildiği zaman görebiliyoruz.
Gerçekte bu aktörlerin asimetrik savaş tekniğine uygun olarak hareket eden istihbarat unsurları olduğunu bilmemizde fayda var.
İşte tam da bu noktada Kılıçdaroğlu yukarıda saydığım devlet işleyiş mekanizmalarını hedef alan söylemlerin, operasyonların hiç mi farkında değil?
Siyasi kurumsallığın şemsiyesi altında anayasal güvence kuşanarak tehditleri savururken, sistem karşıtı aktörleri (sözde muhalif) sahiplenmesi ve etrafında mevzilenen kurum aktörlerine rol dağılımını bizzat yapmış mıdır, yaptırılmış mıdır?
Tüm bu sistematik hareket etme gerçeği, parti ya da kurumsal kimlik üzerinden mi gelmektedir veyahut dikte edilen “proje eylem planı” çizgisine uygun tavır, söylem ve duruş mu sergilenmektedir?
Asimetrik operasyonların tam ortasında gibi görünen Kılıçdaroğlu’nun 5. Kol faaliyetlerine uygun olarak yerleştirilmiş olması rastlantısal ve tercihen gerçekleşmiş bir eylemler dizininin sonucu olabilir mi?
2009’da zemini tesis edilen bir projenin WINEP’li aktörleri üzerinden eylem planları çerçevesinde hazırlanan Kılıçdaroğlu’nun “kaset operasyonları” ile siyasi hayatımıza sokulması derinlemesine araştırmalara muhtaç.
2010 yılında yapılan CHP’nin 33. Kurultayında CHP Genel Başkanlığına getirilmesi CHP’nin misyon olarak yeni rotasının belirlenmesinde kırılma noktası oldu diyebiliriz.
Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getirenlerin kimler olduğuna dair çok şeyler söylense de farklı saikler sebebiyle iddiadan öteye geçemedi.
WINEP’in deşifre olması bu projeyle hayat alanı bulan bir çok unsurun işine gelmedi diyebilir miyiz?
WINEP’ten beslenen bu ülkede kaç istihbarat ajanı, bürokrat, sanatçı, akademisyen, siyasetçi, yazar, gazeteci, belediye başkanı var derinlemesine sorgulamak lazım…
Biden’ı esas alarak şu an itibariyle Kılıçdaroğlu figürü üzerinden zorlanan noktaları, aynı eklemleme ile hareket eden yardımcı unsurlar sadece Başkan Erdoğan’ı mı hedefliyorlar?
CHP’yi 2010 Deniz Baykal ekseninden kaydırarak, yeniden dizayn eden üst aklın kim ya da kimler olduğundan ziyade, bu aklın hangi konsorsiyum ile bir arada tutulduğu çok önemli.
Rand Corporation ve WINEP (Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü) omurgası karşımıza çıkıyor.
Bu kurumsalıklar içinde kimler var peki?
MOSSAD ve CIA’nın eski aktörleri ve yeni aktörlerinin eşgüdümlü çalışma ağları ve bunlara bağlı olarak Türkiye topraklarındaki işbirlikçi pozisyonunda hizmet veren siyasetçi, akademisyen bürokratlar…
Rand Corporation’un tahlilleri, öngörüleri doğrultusunda projeyi seslendirenlerin belirlenen algı kavramları ve hedeflerine baktığımızda içte boğma tekniği ve kaos temelli kontrol edilebilir belirsizliği çok net görüyoruz.
Düşünün toplumun ve toplumsal dinamiklerin ayrıştırılarak, devlet kurumsallığının bütün unsurlarına yönelik itibarsızlaştırma operasyonlarını salt bir siyasi oluşum üzerinden okumak mümkün mü?
Bütün ihanet şebekelerini eşgüdümlü hareket ettirenlere, iç ve dış düşmanlarımıza anladıkları dilden cevap vermenin esası toplumsal inanmışlığımız ve Başkan Erdoğan’ın etrafında kümelenmekten geçiyor.
Binnur Günay