Akit’in ısrarlı yayınları ve gerçekler

Okuduğunuz Yazı
Akit’in ısrarlı yayınları ve gerçekler

İçerik

2013’te bir “Süt bankası” mevzusu vardı hatırlar mısınız? Dönemin Sağlık Bakanlığı “anne sütü bankası” kurulacağını açıklamış ve ilk gün en yoğun tepkiyi “Akit Gazetesi” vermişti. Zira kültürümüzde “süt kardeşliği” mevzusu var ve bu “banka” toplumu içinden çıkılamaz bir karışıklığa itecekti. Hani eski Türk filmlerinde vardı ya; tam nikâh masasına otururken “Duruuun, evlenemezsiniz, siz kardeşsiniz” replikleri neredeyse gerçek olacaktı! Neyse ki mevzuyu daha ilk günden analiz eden “Akit Gazetesi Yayın Kurulu” önemli bir karar almış ve anında refleks gösterip konuyu eleştirenlerin düşüncelerini manşetlere taşımıştı. Bakanlık da duyarsız kalmamış ve projeyi rafa kaldırmıştı.

“7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİMLERİ”

7 Haziran 2015 seçimleri de hafızanızdadır. “Koalisyonlu yılların” Türkiye’si o gün yine sıkıntılı bir süreç yaşamıştı. HDP tüm çabalara rağmen PKK’ya desteğini kesmeyip artırarak devam ettirmişti. Bir de üstüne TBMM’ye girmişti. Koalisyon kurulamadı ve 1 Kasım’da erken seçim yapıldı.

Bu tabloyu en net okuyan yayın kuruluşu Akit oldu ve seçimin hemen ertesi, yani 8 Haziran 2015’te manşetine “Çözüm erken seçim” başlığını attı.

Akit’in dediği de gerçekleşti. Buna “olayları analiz etme” denir! Seçim ertesi gazeteleri okuyanlar “en isabetli” yorumları Akit’ten okumuş oldu.

“ABDURRAHMAN DİLİPAK’IN

EVİ SATILDI”

İşte bunu hatırlamazsınız! Çünkü bu haksızlığa çok az insan dışında kimse ses çıkarmadı. Çoğu kişi üç maymunu oynayıp dördüncü maymuna geçenler oldu. Bir general için “Hakkımı ona helal etmiyorum” diyen Akit’in eskimeyen yazarı Dilipak ağabeye dava açıldı ve tazminat sebebiyle evine haciz getirildi. Akit’in kalemlerini satın alamayanlar, Dilipak’ın evini haraç mezat sattırdı.

İşte bu “gücün değil, haklının yanında” durmanın bedeliydi!

312 General’in Akit’e tek tek ve aynı anda dava açtığını bilmeyen arkadaşlar var. Oh ne güzel arkadaşlık! Bugün dahi bu bedeller ödenmeye devam ediliyor.

“HÜKÜMET MEDYASI MI?”

Bugün “hükümet medyası” diyen “gezi zekâlılar” hem bizi hem hükümeti devirme yarışına giriyor. Yanlışı kim yaparsa yanlıştır; bunu dile getirmek hepimizin boynuna borçtur. Bunun yanında “doğrunun” da sonuna dek arkasında durmak elzemdir, vazifedir.

Filistin Davası’nın arkasında dimdik duran, dünya mazlumlarının sesi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bugün hâlâ bedel ödüyor. Topyekûn saldırılara uğruyor. Onun nezdinde hepimiz saldırıya uğruyoruz. Yeter ki “haklının ve mazlumun” yanında duralım; elbet Allah’ın günleri aramızda dolaşıyor!

“BELLENDİNİZ PAŞAM”

Şimdi zannediyorsunuz “herkes” konuşuyor! Öyle değil; önemli olan “herkesin sustuğu dönemde” konuşmak. Bir General çıkıyor, Mehmet Akif Ersoy’a laf ediyor, bir de dindarlara “Biz bunları belliyoruz” diyor. O General’e Akit’in cevabı yine manşetten: “Bellendiniz Paşam”

O dönem paşalar istedikleri adliyenin üstünden jet uçuruyordu; bunu da unutmayın!

“SÜRESİZ NAFAKA”

Mevzu şimdi süresiz nafaka! Akit’in “ısrarlı yayıncılığı” burada da netice almak üzere. Tabii ki Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün konu üzerindeki hassasiyetini ve çözüm çabasını takdir etmek gerekiyor.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile Anadolu Yayıncılar Derneği iftarı sonrası bir araya geldik ve kendisi sorularımıza gayet net cevaplar verdi.

BAKAN GÜL: “SÜRESİZ NAFAKA

ADİL DEĞİL”

“Süresiz nafaka”nın adil olmadığını belirten Bakan Gül; “Hatta nafakanın çok uzun olması maalesef kadına şiddete de sebep olabiliyor. Bu konuda çalışmalarımızın sonuna geldik” dedi.

Görüldüğü gibi konu artık TBMM’nin gündemine gelmek üzere. Bu bir “seçim yatırımı” değil, çünkü uzun zamandır üstünde çalışılıyordu. Seçimden önce veya sonra artık bu konuda mağduriyetler giderilecek, giderilmeli. Ne kadar erken olursa o kadar iyi elbette!

“ELEKTRİK ALAMAYANLARI

TRAFOYA BAĞLAYALIM”

Şahsen “boşanma” işinin sevimsiz olduğunu düşünüyorum. Ama kısmet işte! İnsanlar evlendikleri gibi boşanıyorlar da! İslam’da buna “en sevimsiz helal” deniyor. Keşke “boşanmak üzere olan ailelerin” evine giden ekipler olsa; inanın çoğu boşanmaktan vazgeçer. Bir kısmı vazgeçmeyebilir; zira hakikaten boşanmayı gerektirecek ve ısrar edilmemesi gereken durumlar olabilir. Lakin çoğu boşanmanın “tırı vırı” mevzular yüzünden olduğu gerçek! “Evlendikten sonra elektrik alamadım” diyenler bile var! Elektrik alamıyorlar çünkü “sabretmeyi” istemiyorlar. Bunları şehir trafosuna bağlayacaksın, görecekler elektriği keratalar!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI