Bayramlık yazılar 2

Okuduğunuz Yazı
Bayramlık yazılar 2

İçerik

İnsan bir şeylere hasret duyduğunu zanneder.

Oysa her şey insanda tamamlanmanın hasretinde…

Bunu anlamak kolay mı?

Ateş yakarken zorlanmaz…

Su temizlerken…

İnsan amaç olduğunu anlamakta neden zorlanır?

Karar veremeyişinden…

Kararsızın düşüp çıkamadığı çukurdur tereddüt.

Tamah ile kanaat arasında bocalatır insanı ve dalgaların savurduğu bir gemiye dönüştürür.

Korsan yuvasıdır tamah, en güvensiz limandır sığınana.

Tam kanaat ise, şüphenin zerresine yer bırakmayan kesinlik demektir.

Eğilip bükülmez.

Solup pörsümez.

Yıpranıp eskimez.

Vurulup delinmez bir zırh gibidir.

Güven kalesidir.

Yeryüzündeki tüm insanların isteklerinin toplamına ne denir?

Eğer bir tanımı varsa bile ben bilmiyorum, duymadım.

Ama bencili kıskanç yapanı biliyorum.

Bu büyük birliktelikten ayrılıp aşağılık duygusuna sürüklenmek. Sevilip, sayılmama, yetememe, yeterli olamama endişesi…

Mahcubiyetin bulunduğu yerden kaçan şuur, sürekli beğenmezlik üreten bir şikayet makinesine dönüşür.

Hakikatli bir muhataplaşmayla kişinin anlattığı kusurun kendisi olduğunu görürüz de… O nasıl olacak?

Tarifini şöyle duymuştum: “Dört göz bir arada yüz yüze konuş. Kafanın içini boşalt. Dinlediklerinden kendine onay çıkartmayı bırak. Söylenenlere cevap hazırlama telaşından vazgeç. Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman algısından kurtulup anda toplan. İnsan miraç hediyesi olan hakiki muhataplaşmayı ancak böyle yaşayabilir”.

Sabır ister elbette.

Ama bilmek lazım.

Sabır ayrı tahammül ayrı.

Biri diş gıcırdatarak katlanmak, diğeri uçsuz bucaksız genişlik.

Elinde her türlü imkan olduğu halde, başkalarına rahatsızlık vermemek için, yaşadığı olumsuzluğu güç kullanarak gidermek yerine, gönül huzuru ile karşılayıp haline razı olana sabır sahibi derler.

Sonrası selamet…

Bana benden söyleyen ile beni benden dinleyen arasındaki bayram sohbetinden aldığım notlar demiştim dün.

Arayıp “kendisiyle konuşana deli derler” diye ikaz edenler oldu.

Uyaralım o zaman.

İşarete takılıp kalmamak lazım.

Zira onların hali kafalarını yön tabelasına çarpanların durumuna benzer.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Serkan FIÇICI