Belarus olayları üzerine notlar
Putin, Lukaşenko ile yakın tarihte “ortak ittifak devleti kuracaklarına” dair anlaşmaya varmıştır. Sözlü anlaşma üzerine Lukaşenko “ağır baba” olarak kenarda kalacaktı, lakin etkisi devam edecekti. Putin ise “ittifak devletinin başkanı” olacaktır.
Lukaşenko bunun sözünü Putin’e veriyor ve Putin tüm son yıllara yönelik planlamalarını bu verilen söz üzerine inşa etmeye başlıyor.
Bu arada Belarus’lar Beyaz Ruslardır. Yani aynı halktır Ruslarla Belarus’lar. Belarus kelimesinin mana anlamı Beyaz Rus’tur.
Lukaşenko bu anlaşmayı yazılı değil yani şifahi anlaşmayı bozmaya başlıyor, hatta Putin’i giderek daha fazla yollardan şantaj ediyor.
Batı ile Rusya arasındaki dengeyi korumak için ise elinden geleni ediyor. Belarus’da hayat şartları, eski Sovyet ülkeleri içinde en istikrarlısıdır. Fabrikalar hepsi devletin elinde çalışmayan neredeyse vatandaş yoktur.
Rusya, Lukaşenko’nun bu bozduğu oyunu üzerine yeniden anayasa değişimi yapma mecburiyeti ile karşı karşıya kaldı. Evet, anayasa değişim süreci, biraz da Lukaşenko’nun verdiği sözü tutmaması üzerine geliştiriliyor.
Putin, Lukaşenko’nun köşeye sıkıştırılmasına sıcak bakıyor. Çünkü bu dalga üzerine, ya Lukaşenko Moskova’ya mecbur kalacak yada daha beter Rusyacı profil ve üstelik demokrat görünümlü olarak meydana çıkacaktır.
Yeni Ukrayna vakası istemeyen Putin için Belarus, kaybedilecek bölge değildir.
Putin, ordu gücünü ileride göstermek için orta vade için hesap yapmakta. Belarus sınırından Moskova’ya 300 km. Yol söz konusudur. Yani Ruslar şöyle düşünüyor. Amerika hareket edene kadar, Rus ordularının Belarus şehirlerinde görülmesi an meselesi!
Yani Vagner askerleri üzerine fazla ses çıkarmakla, Lukaşenko yanlış oyun kurguladı. Batı’ya, Putin karşıtı gözükmekle tam tersi ortamı tetikledi.
Şimdi Rusya, meşhur formatını devreye sokacaktır. Demokrat görünümlü Batılı profillerin devreye girmesine hiç ses çıkarmayacak. Lukaşenko, Putin’e muhtaç kalarak bir kaç ay sonra ya çekilir yada anlaşır ve ilk merhaledeki anlaşma ile ittifak devleti modelini benimser. Veyahut Rusya, “Ruslara orada tehdit var” der ve girer. Gürcistan ve Kırım olaylarında olduğu gibi.
Ukrayna konusuna o kadar odaklı ki; Rusya o topraklardaki gelişmeleri, Belarus üzerinde tam hakimiyeti olmadan gerçekleştirmesi mümkün değildir.
Bakın Ukrayna’da neler oluyor? Gelecek tarımındır, bunu bilmeyen yok! Gıda güvenliği konusu, geleceğin en esas konuları sırasındadır. O sebepten Ukrayna toprakları, Amerikan şirketleri tarafından yavaş yavaş alınıyor. Rusya topraklarına da aynı mantıkla bakıldığı için, Ural’dan ötesi Çinlilerin kontrolüne geçmiş durumda. Bu sebepten Putin, Lukaşenko seçimleri ile “yeniden ihya sürecini pekiştirmekte”. Belarus olaylarına ekonomik boyuttan bakarsak ve bunu yaparken Ukrayna’da reel olarak olanları göz önünde bulundurursak, daha fazla şeyleri görmüş olacağız. Özellikle Ukrayna’da özelleştirilen toprakları ve fabrikaların kimler tarafından benimsendiğine ve sırada beklenen “Belarus’daki topraklar ve fabrikalar üzerine nasıl planlamalar vardır” sorusuna bakarsak, sanırım bir çok “sözde demokratik söylemlerin” esas gayesini görmüş olacağız.