Biz Lozan dedikçe Sevr Haritasını gözümüze sokmak Nasıl bir şizofrenliktir

Okuduğunuz Yazı
Biz Lozan dedikçe Sevr Haritasını gözümüze sokmak Nasıl bir şizofrenliktir

İçerik

Her 24 Temmuz’da 1 Paul yemektir alır gider Lozan bir hezimettir diyenlerle Lozan bir zaferdir diyenler karşı karşıya gelir. Her iki tarafta bilimsellikten uzak bir biçimde sadece ideolojiler sloganlar ve propagandalar ortaya sunar.

Maalesef ülkemizde tarihi bir bilim olmaktan çıkmaya siyasetin Noteri olmaya doğru devam etmektedir. Benim Lozan konusunda söyleyeceğim farklı bir şey yoktur. Ben Lozanı 350 sayfalık bir kitapta anlattım. Kitabımda ismini masada kaybedilen vatan koydum.

Yani başlıktan da anlaşılacağı üzere Lozan antlaşmasının sonuçlarından memnun olmayan biriyim. Ancak bizi yaptıkları her hatanın kabulü için Atatürk’ün arkasına sığınan ve kendilerini Atatürkçü olarak tarif eden ama bence Atatürk’ten çok uzak olan bir grup Atatürkçü Lozan’ı beğenmediğimiz için memleketi 1000 parçaya bölen rezil rezil ötesi rezil bir paçavra olan Sevr Paçavrasını beğendiğimizi onu arzuladığımızı ve memleketi 1000 parçaya bölen o maskaralığı özlediğimizi düşünerek itham ediyorlar. 1000 kere anlattık bir kere daha anlatalım ,anlamayacaklarını bile bile bir kere daha anlatalım.

Sevr antlaşması ile Lozan antlaşmasını Yanyana koymak ve ikisini sanki birbirinin dengi gibi görmek en basit tabirle tarihi anlamda Cehalet neticesidir. Zira;

Osmanlı imparatorluğu 1914 tarihinde cihan harbine girdi.Hazırlıksız subay kadrosu yetersiz silah envanteri moralsiz askeri kadro ile girilen bu savaş tam dört sene sürdü. Dört senenin sonunda Çanakkale cephesi ve Kut’ül Amare Savaşı hariç bulunduğumuz tüm cephelerde mağlup olduk. Üstelik bu malibiyette bugün bize öğretilen aslında Osmanlı Galipti de ortakları mağlup olduğu için Oda yenik sayıldı gibi Basit Ve aciz bir bahaneye sığındık halbuki mesele öyle değildi. Osmanlı kelimenin tam anlamıyla her yerde yenildi bitme noktasını gördü. Sonra haçlı birlikleri her yerde mağlup olan bu Osmanlı’nın önüne galip olmanın verdiği kibir ve küstahlıkla adına Sevr Barış Projesi Dediğimiz o alçak bölünme projesini koydular.

Bu proje en küçük askeri birlikten genelkurmay başkanlığına kadar en küçük bürokrat ekibinden yıldız Sarayı’nda ki padişaha kadar tepkiyle karşılandı sultan Vahidendin hatıralarında O rezil Paçavra hakkında şöyle söyler;

“Sevr Paçavrasını Elime aldığımda garip bir ürperti hissettim sarsıldım hüzünlendim üzüldüm titremeye başladım imzalamadım imzalayamazdım. Böyle bir evrakı imzalamam mümkün değildi sadece zaman kazanmak için oyalama taktiğine gittim Sevr paçavrasını Sümen altı ettim”

 Kendilerini Atatürkçü olarak tarif eden ve Lozan Antlaşması’nı beğenmeyenleri siz Sevr’i istiyorsunuz diye İtham eden cühela ekibi acaba şu hakikati biliyor mudur?

“Sevr paçavrasının altında bırakınız Sultan Vahdeddin Han’ın imzası, Damat Ferit Paşa’nın bile imzası yoktur, o bile imzalamamıştır.Dolayısıyla bu paçavra imzalanmadığı yani onaylanmadığı için bir saniye bile geçerli olmamıştır. Memleketin parça parça bölünmesine sebebiyet veren belge onaylanmamış bir saniye bile yürürlükte kalmamış Sevr değil sonraki yıllarda Mustafa Kemal Paşa’nın kurmaylarından olacak olan ve hatta başbakanlık makamında bile oturacak olan Rauf Orbay’ın imzaladığı Mondros ateşkes antlaşmasıdır.Çok zorlanmayın size hangi maddesi olduğunu da söyleyeyim; Mondros’un yedinci maddesi evet o madde ülkeyi parça parça böldü.

Derken bu millet, asil, bu şerefli millet, memleketi için ölümü göze alan ve bu memlekete en son 15 Temmuz’da kanıyla can veren bu güzel millet Sevr denen paçavrayı yırttı attı. 1914’te başlayan savaşa devam etti ve bütün dünya için dört sene süren savaş Türkiye için sekiz sene sürdü zira biz 1919’dan 1922’ye kadar tekrar savaştık.

Sonra her cephede doğuda güneyde kuzeyde Anadolun’un içinde batıda Ege’de düşmanlarla yaptığımız her savaşı eze eze yendik.

Yani oyun yeniden başladı 1918’de mağlup olan ve antlaşma masasına mağlup olarak oturan Türkiye 1922’de her cephede galipti her cephede düşmanın burnunu yere sürttü işte bu duygularla Lozan barış antlaşmasının masasına galip ve gururlu olarak oturdu.

İşte bu yüzden Sevr ile Lozan Asla karşılaştırılamaz birisi her cephede mağlup olan devlete İmzalaması için dayatılan bir paçavradır diğeri ise her cephede galip olan ve masaya patron sıfatıyla oturan bir devletin imzaladığı antlaşmadır.

Şimdi soru şu;

19 Mayıs 1919’da son Osmanlı hükümdarı Sultan Vahdeddin Han’ın yaveri ve dokuzuncu Ordu Komutanı sıfatıyla 16 Mayıs 1919’da bindiği vapurla başlattığı milli mücadelenin sonunda her cephede galip olan bu milletin Lozan konferansıyla kazandığı tek bir kazan’ım var mıdır?

Siz bu soruya cevap vermezseniz ki muhtemelen veremeyeceksiniz ,çünkü bu sorunun cevabı yok.Ben size Lozan’la neler kaybettik bir sonraki yazımda madde madde anlatacağım.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Ahmet ANAPALI