CHP Genel Başkanı Muharrem İnce ne diyor?

Okuduğunuz Yazı
CHP Genel Başkanı Muharrem İnce ne diyor?

İçerik

CHP Genel Başkanı Muharrem İnce olsaydı;

1)S-400 konusunda hükümeti yani Türkiye’yi destekliyorum, derdi. Bu mevzuyu iç siyaset malzemesi yapmazdı.

2)F-35’in parası ödenmiştir, bu savaş uçakları Türkiye’nin hakkıdır, derdi.

3)Suriye’de YPG bize niye saldırsın ki demezdi! YPG için terör örgütü derdi ve ABD’nin petrol kuyularının bekçiliğine soyunan bu örgüte karşı çıkardı.
Biz elbette kimin neler söyleyeceğine karar verecek değiliz ama Muharrem İnce şu anda CHP Genel Başkanı olsaydı tahminimce genel politikaları bu şekilde olurdu. Parti içinde Deniz Baykal hangi sebeplerle koltuğundan anti-demokratik şekilde indirildiyse, Muharrem İnce de aynı sebeplerle genel başkanlığa getirilmek istenmiyor.

Biz de Muharrem İnce’yi çokça eleştiriyoruz, eleştirmeye de devam edeceğiz. Ama Muharrem İnce CHP Genel Başkanı olsaydı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin beğenelim veya beğenmeyelim ilk partisi olan CHP bu kadar aciz duruma düşmezdi.

İnce’nin söylemlerini sevelim yahut sevmeyelim; onun bir ayağı daima Anadolu’ya basan bir duruşu var. Mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ise o duruşu çoktan yitirdi. Partisini aciz duruma düşürdü.

Bir yanda basına akreditasyon uygulayan Kemal Kılıçdaroğlu, diğer yanda köyünde istisnasız tüm basın mensuplarını davet eden Muharrem İnce!

Türkiye daha iyi bir ana muhalefeti hak ederken CHP ise daha yerli bir genel başkanı hak ediyor!

“CHP’ye kumpas” iddialarına gelince! Ortada “CHP’ye kumpas” varsa bunu yapan yine CHP’nin kendisidir. Bu CHP; Kılıçdaroğlu yönetiminin ürünüdür. Kılıçdaroğlu yönetimi de bir kaset skandalının ürünüdür, toplumsal tabanları yoktur.

“KÜLLİYE NEDİR?”

Bizim için Külliye çeşitli yapıların, eserlerin bulunduğu alan iken onlar için Külliye yerli ve milli olmayı temsil ediyor. Bu sebeple Külliye’ye karşı çıkıyorlar. “Sarayı yıkacağız, Beyefendi’yi devireceğiz” derken aslında; “Siz Türkler de fazla oluyorsunuz” demeye getiriyorlar. Kendileri de bu ülkenin ekmeğini yiyen insanlar, ama denklemin farklı noktasında yer almayı tercih ettiler.
Evet, Külliye’ye karşılar. Çünkü onlar yerli ve milli duruş sergileyen her şeye olmasa bile çoğu şeye karşılar. Külliye eleştirilebilir, sert de eleştirilebilir, her politikası sevilmeyebilir, her yaptığı doğru olmayabilir; ama “Külliye’yi yıkacağız” mantığı içinde hareket edenlerin hedefi Büyük Türkiye İdeali’nin bitirilmesidir.

OPERASYONUN ADI: HAWALA

Ankara Emniyet Müdürlüğü son dönemin en önemli operasyonlarından birini gerçekleştirerek FETÖ’ye en büyük darbelerden birini indirdi. HAWALA denilen sistemle yurtdışından Türkiye’ye gönderilen paralar FETÖ’cülere dağıtılmış. Bu bir teröre cansuyudur.

Sistem şöyle işliyor: Yurtdışındaki bir döviz bürosu görevlisi Türkiye’yi telefonla arıyor. “Tamam, ilgili şahıs bana 200 bin dolar verdi” diyor. Sonra Türkiye’deki döviz bürosu sanki bu 200 bin doları teslim almış gibi Türkiye’deki muhataplarına veriyor. Ortada elbette belge falan yok! Tam bir FETÖ taktiği!

Şimdi yapılan operasyonla döviz bürosu yetkilileri yani müdürleri gözaltına alındı!

Tamam da döviz bürosu sahiplerinin bu giren-çıkan paralardan haberi yok mu? Onlar ellerini kollarını sallayarak, “Bizim haberimiz yok” demeye devam edecekler mi?

Sayın Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkileri mutlaka bu işi de sıkı tutarak yaptıkları harika operasyonu tamamlamalıdır. HAWALA operasyonu daha çok su kaldırır!

“YUNUS KILIÇ VE TARIM GERÇEĞİ”

TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve Ak Parti Kars Milletvekili Prof.Dr. Yunus Kılıç’la geçtiğimiz çarşamba güzel bir Ankara Kulisi gerçekleştirdik. Yunus hocamızın çok değerli bilgilendirmeleri oldu.

Mesela; “Buğday ve samanda ithalatın sebebi spekülatörleri önlemek” dedi. Bunu anlamayacak bazı önyargılı ve ideolojik bakışlı kişiler umarım programı izlemiştir.

Onlar için Yunus Kılıç hocamızın dediğini kısaca özetleyeyim: Buğday ve samanı iç pazardan toplayıp depolayanlar fiyatı yükseltiyorlar. Biz de ihracat kapısını açık bırakıyoruz ki, “Siz fiyatları yükseltirseniz millet de dışarıdan alır” mesajı veriyoruz. Bu sayede iç piyasa dengeleniyor. Yani Türkiye’nin saman buğday ithalatına ihtiyacı yok; ama spekülatörleri önlemek amacıyla ithalat kapısı açık bırakılıyor.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI