CHP’de milli bir hassasiyet kaldı mı?
Türk çıkarlarına en büyük muhalefetin içeriden, CHP’den kaynaklandığı artık bütün çıplaklığıyla gün yüzüne çıkmış durumda. Üstelik örtülü ya da dolaylı değil, CHP açık açık devletin-milletin ortak çıkarları diyebileceğimiz konularda “karşıt” tutum alıyor. İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni insansız hava araçlarıyla takviye ederken CHP grubu, Kuzey Kıbrıs’a gönderilen İHA’larımıza sadece karşı çıkmakla kalmıyor, salya sümük, küfür hakaret, tehdit ve şantajla Kıbrıs’a İHA gönderildiği için Meclis’te kıyameti koparıyor. Milletin Meclisinde Türk İHA’ları üreten aileyi, şirketi, buna aracı olan herkesi açıkça tehdit edip gözdağı veriyorlar.
Durum gerçekten çok vahim. Bir ülkenin ana muhalefet partisi, neredeyse her konuda kendi devletinin karşısında yer alabilir mi? Yabancı devletlerle, güçlerle aynı safta, sırada durabilir mi? Her ülkenin “milli” çıkarları vardır, bu “milli” çıkarlar siyasi partilerin de kırmızı çizgisini oluşturur.
Yunanistan’da ana muhalefet partisi, mesela “Kıbrıs’ı Türklere verelim, gitsin” diyebilir mi? Kıbrıs’a gönderilen insansız hava araçları için Yunan Meclisinde muhalefet, iktidar partisine saldırır mı? Türkiye’de işler o kadar tersine dönmüş durumda ki CHP, kendi milli çıkarlarını savunsa asıl şaşırtıcı olacak. Cumhuriyetin kurucu partisi nasıl oldu bu cumhuriyetin karşısına dikilen bir partiye dönüştü?
Her konuda kendi ülkesinin karşısında, yabancı tezlerin-güçlerin yanında duran bir parti olmaz, olursa da o ana muhalefet partisi olmaz. Bir tane HDP var zaten, CHP de ikinci HDP olur en fazla. CHP’de milli çizgiden sapmanın başsorumlusu şüphesiz Kemal Kılıçdaroğlu yönetimidir. Kaset darbesiyle yönetime getirilmesi de herhalde tam da bu işleri yapması içindi. Doğrusu başaralı da oldu, CHP’de devletçiliği, halkçılığı, milliyetçiliği, cumhuriyetçiliği bitirdi. Bir devleti yıkmak için önce bu değerleri yıkmak gerekir ki, CHP’de olan gerçekten budur!