En kolayı Erdoğan’ı suçlamak

Okuduğunuz Yazı
En kolayı Erdoğan’ı suçlamak

İçerik

Siyasette başarıyı paylaşan çok olur, hataları omuzlayan ise pek çıkmaz. Ama herkese nasip olmayacak makamlara, mevkilere gelen isimlerden biraz vefa göstermesi beklenir. O makamlardan gittiğinde sövüp saymaya başlamaz. Fırsat kollamaması, etik davranması gerekir. Partisine ve liderine karşı muhalefetten daha acımasız eleştiriler, suçlamalar yöneltmez.

Evet, AK Parti’nin eski dışişleri bakanı, başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun bir süredir gündeme getirdiği, ağırlıklı olarak Başkan Erdoğan’ı ve AK Parti’deki mevcut yönetimi hedef alan yazılı ve sözlü açıklamalarından bahsediyoruz.

AK Parti, İstanbul ve Ankara’yı kaybetmeseydi, bu açıklamalar, suçlama ve eleştiriler yine de gündeme gelir miydi?

Önce bu sorudan cevaplamaya başlamalıyız. İşler iyi gittiğinde köşeye çekilmek, kötü gittiğinde ise ortaya çıkıp Erdoğan’a ver yansın etmek her şeyden önce etik değil. “Ama ben görüş ve eleştirilerimi hep ilettim” demek, bu aşamada yeterli bir açıklama veya cevap olmuyor. Rüzgarın Erdoğan’ın aleyhine döndüğünü düşünüp ortaya çıkıp “hamle” yapmaya kalkmak kimseye bir şey kazandırmaz. Buna “fırsatçılık” denir ve doğrusu halk da böyle fırsatçılık yapanları pek sevmez.

“Bana ‘başbakan gibi görün ama başbakan olma’ dediler. Düşük profilli olmayı kabul etmedim” diyor, kendisi.

Partinin, hareketin, davanın lideri Erdoğan’dır. Değer vermediği bir ismi Başbakan yapması da düşünülemez. Erdoğan’ın niyeti kötü olsa, “düşük profilli” bir ismi arasa daha baştan kendisini AK Parti genel başkanlığına ve başbakanlığa getirmezdi. Partinin lideriyle “senkronize” olmayı başarsa, ayrı istikametlere yelken açmasa herhalde Davutoğlu’nu başbakanlığa getiren lider olarak Erdoğan’ın bu konudaki desteği ve görüşü de değişmeyecekti. Erdoğan’ın bu kadarına da hakkı yoksa, neye olabilir?

Ahmet Bey’in en çok şikayet ettiği diğer bir konu da kendisini sosyal medyadan hedef alan “trol çeteleri”. Merak ediyorum gerçekten; Davutoğlu, acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın binde biri kadar “trol çeteleri”nin hedefi olmuş mudur?

Anlaşılan Ahmet Bey, kendisinden başka kimseyi görmüyor; sosyal medyayı şöyle bir açıp baksa Cumhurbaşkanı’nın, aile üyelerinden birinin neredeyse istisnasız 365 günün 6 saati twitterda trol çeteleri tarafından TT yapıldığını, linç edildiğini ve dünyanın küfrüne, hakaretine maruz kaldığını rahatlıkla görebilir. Erdoğan dokunulmaz değilken kendisi nasıl dokunulmaz olabilir?

Tabii, sadece Erdoğan değil, Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de, şu veya bu siyasi de aynı dertten şikayetçi değil mi? Her siyasi ekibin sosyal medyada destekçileri, taraftarı, trolü var. Görüyoruz, maalesef dünya böyle bir dünya. Ha, Davutoğlu işin bu kısmını kendisine siyasi bir çıkış yapmak için, elverişli bir “mağduriyet” yaratmak amacıyla kullanmak istiyorsa o ayrı konu. Ama rakip olduğu AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ağlamıyor; “beni, eşimi, çocuklarımı sosyal medyadan şöyle hedef alıyorlar” diye çıkıp muhaliflerini suçlamıyor. İşine bakıyor.

Herkes parti kurabilir; partisiyle, dava arkadaşlarıyla yollarını ayrılabilir. Yeni bir siyasi mücadele başlatabilir. Bunun için makul gerekçeleri de olabilir. Ancak işe Erdoğan’ı ve ailesini suçlayarak başlamak kolaycılığa kaçmak olur ve ayrıca hiç şık değil. Erdoğan yola çıkarken kişilerle uğraşmadı, merhum Necmettin Erbakan’ı medyaya şikayet etmedi. Çünkü bir davası vardı, millete davasını anlatıp destek bulmaya çalıştı. Davası olan işe böyle başlar, davası olmayan ise yola birilerini suçlayarak çıkar. Zira elinden başka bir şey gelmez. İşte fark buradan kaynaklanıyor.  

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ