FRANSA

Okuduğunuz Yazı
FRANSA

İçerik

FRANSA SARI YELEKLİLER HAREKETİ VE SOSYAL MEDYA

Sosyal medya sadece iletişim biçimlerini değil, aynı zamanda sosyal yaşama dönük katılımcılık ve dâhil olma gibi davranışları da derinden etkilemiştir. Clicktivizm, slactivizm gibi davranış biçimleri bu durumun bir sonucudur. Slactivizm; (Slacker (tembel) ve activism (aktivizm), eylem ve protestolara fiziksel olarak katılmayan, ancak durduğu yerden yazarak, yorum yaparak, like ederek, RT’leyerek, çoğunlukla sosyal paylaşım kanallarından destek ya da köstek olanlara verilen addır.

Clicktivizm; toplumsal eylem ya da protesto faaliyetlerini klavye başından örgütleyen ve/veya destekleme amaçlıdır. Sosyal medyanın politik yaşama olan bu etkisi ile oluşan bu kavramlar günümüzde birçok sosyal olay için kullanılmaktadır.

Yeni toplumsal hareketler olarak adlandırılan post-modern hareketlerin en temel iletişim aracı sosyal medya ve uygulamaları. Örgütlenme, kamuoyu oluşturma, iç haberleşme, enformasyon, sempatizan bulma, hareketlilik yaratma, baskı grupları oluşturma, etki sağlama gibi amaçlar için sosyal medya yeni toplumsal hareketlerin en güçlü silahları.

“Wall Street Occupy”, “İşgal Et”, “Arap Baharı”, “İran Yeşil Devrimi”, “Londra isyanları”, “Moldova’daki Twitter devrimi”, “Turuncu Devrim”, “Gezi Kalkışması”, “17/25 Aralık FETÖ terör örgütünün sosyal medya tezviratları”, “Tamam mı Devam mı” gibi ulusal ve küresel olaylarda sosyal medyanın etkisi çok açık görülmüştür.

Fransa’da Sarı Yelekliler Olayı ve Sosyal Medya
Fransızlar teknolojiye yatkın bir toplum. Sürekli olarak yeni teknolojik araçları kullanmaktalar. Nüfusun Yüzde 88’i internette ve bunların yüzde 58’i aktif sosyal medya kullanıcısı. Elbette akıllı telefon kullanıcı sayısının yüksekliği sosyal medya üzerinden bir hareketlilik sağlamış.

Orta sınıf Fransızların ekonomik nedenlerden ötürü başlattığı söylenen Sarı Yelekliler hareketinin örgütlenme zemini sosyal medyanın çeşitli uygulama biçimleri. Birçok sosyal ağı kendilerini Français oubliés (Unutulmuş Fransızlar) adı veren topluluk kullanmakta. Bu hareketin asıl zemini Facebook. Resim, müzik video paylaşımının çok kolay olması, alt yapısı ve algoritmasının buna çok uygun olması Facebook’u öne çıkartmakta. Doğrudan mesaj ve canlı yayın özellikleri bu sosyal ağı çekici kılmakta.

Birçok Facebook sayfasında eylem öncesi yapılacaklar, sarı yelek giyilmesi, protesto müziklerinin paylaşımı ve profil resimlerinin eyleme göre değiştirilmesi gibi öneriler mevcut. Ancak daha sonra eylemlerin büyümeye başlaması ile Facebook eylemcilerin paylaşılarına engelleme getirmiştir. Facebook’un aynı engellemeleri Türk devletine karşı yapılan paylaşılarda yapmaması da ayrı bir çifte standart örneği…

 Fransa’da en sık kullanılan sosyal medya araçları eylemlerde de sıkça kullanılmakta.
We are Social 2018 verilerine göre Fransızlar daha çok haberleşme ve iletişim temalı sosyal ağları tercih etmekte. Sarı yelekliler hareketinde bu araçların tamamı etkin kullanılıyor. Anlık paylaşı ve kurgu amaçlı Snapchat dahil… Aşağıda eylem bölgesindeki atılan Snap yoğunluğu ve eylemcilerin snap kurgularını taşımaları.

 Eylemciler özellikle Instagram gibi resim ve fotoğraf paylaşım sitesini etkin kullanmakta. Sadece resim paylaşısı değil aynı zamanda bu sosyal ağ bir haberleşme amacı ile kullanılmakta.

Youtube ise daha çok eylemlerde yaşanılan durumları ve polis şiddetini duyurmak amaçlı kullanılıyor. Binlerce video an itibari ile Youtube’da yüklenmiş durumda. Gençlerin çok rağbet ettiği vido-remixler sıkça propaganda için kullanılmakta. Elbette video altı yorumlarda dikkat çekici ifadelere rastlamak olası. Ayrıca Youtuba yüklenen videolardaki bazı rap tarzı parçaların sözleri Gezi kalkışması esnasında Türkiye’de dolaşıma sokulan “Every day I’m Çapulnig” adlı propaganda parçasına çok benzemekte…

Eylemciler öncelikle Change.Org benzeri kampanya uygulamalarını kullanarak bir başlangıç yaptılar. Elbette sonrasında özellikle Facebook’da açılan çok sayıda hesap üzerinden çeşitli mesaj, görüntü ve fotoğraflar dolaşıma sokuldu. Twitter’da ise daha çok etiketleme, Tag açma gibi teknikler yoğun kullanılmakta.

#Paris , #8Decembre, #GiletsJaunes, #ParisRiots, #yellowvest, #France ,#YellowVestParis #Paris #ParisProtest, #GiletsJaunesParis. Bunlara örnek verilebilir.

Sarı yelekliler hareketini aslında sosyal medya başlatmadı, reel yaşamda varolan sosyo-ekonomik sorunların sokağa taşınmasında organizatör ve propaganda işlevi gördü. Katılımcıların da yabancı olmadığı sosyal medya araçları bir telsiz istasyonu gibi eylemcilerin haberleştiği bir mecra konumunda. Bir merkezin ya da liderin olmaması ve yatay bir örgütlenme ağının mevcut olması etkiyi artırmakta ve güvenlik güçlerinin işlerini zorlaştırmakta.

Soayl medya’da sosyal katılımcı yönü vurgulamak ve katılımcıları konsolide etmek amacıyla sarı yelekliler hareketi destekçilerinin açtığı sosyal ağlarda sık sık anketler düzenlenmekte.

Yine sosyal medya da kullanılan algı yönetimi tekniklerinden biri olan sayılar ve istatistikler sunma bu eylemlerde sıkça kullanılmakta.

 

Sarı yelek eylemcileri kendi içlerinde kod isimlerle olayların ilk başlarında Whatsapp kullanmakta iken gözaltılar sonrası deşifre oldukları için DAEŞ terör örgütünün sık kullandığı ve aynı anda binlerce kişiye mesaj atabilen ve güvenirliği çok yüksek Telegram’a geçtiler.

Özellikle son bir haftadır Facebook üzerinden haberleşmeyi bırakan eylemciler bunu Facebook’un bazı mesajları kasıtlı olarak engellemesine bağlıyorlar.
Sarı yelekliler sürekli kendi Facebook sayfalarında sosyal medya ve internet güvenliği ile ilgili bilgiler paylaşmakta. Hatta geleneksel olan SMS üzerinden haberleşmeyi de öneriyorlar.

 Elbette kaos ortamı sadece bulunan yerleri değil aynı durumu yaşamak isteyenlerinde bir özlemi haline gelmekte özellikle sosyal medya bunu kolaylaştırmakta. Eylemlerin tüm dünyaya yayılmasını isteyenlere birkaç örnek aşağıda;

Terör örgütlerinin en sevdiği ortam şu anda Fransa’da. Özellikle bu ülkede daha öncede eylem yapan DAEŞ bunların başında gelmekte. Sarı yelekliler eylemlerini fırsat bilip kendi “Yalnız Kurt”larına eylem çağrısında bulunmaktalar.

Ayrıca Fransa’nın yıllarca ülkemize karşı koruduğu aşırı sol tüm örgütler aktif olarak eylemlerde yer almakta ve destek bildirgelerini sosyal medyadan paylaşmaktalar.

 

Sonuç
8 milyara yaklaşan dünya nüfusunun yüzde 53’ü internet kullanıcısıdır. Bu grubun yüzde 42’si (3.196 milyar) aktif sosyal medya kullanıcısıdır. Bu nüfusun kullandığı 5.135 milyar cep telefonundan yüzde 39’u ise sosyal medya kanallarına bağlanmaktadır. Facebook, Youtube, WhatsApp, FB Messenger ve Twitter gibi uygulamalar ise küresel ligde ilk sıraları oluşturan markalar konumundadır.

Görüldüğü gibi çok büyük bir dijital dünya söz konusudur. Bu dünya kendi ekonomisini, sosyolojisini, felsefesini, etik kurallarını ve hukuk metinlerini oluşturmaya başlamıştır. Basit eğlence aracı olmaktan çıkan bir yapısı ile sosyal medya artık devletlerin ve istihbarat örgütlerinin çok yönlü kullandığı bir alana doğru evrilmektedir. Artık çok yoğun bir şekilde yüksek etki alanı ve çok sayıda kişiye hızlı ulaşım olanağı sağlayan sosyal medya platformlarında; yazılı mesajlar, resimler, görüntüler ile algı yönetimi yapılmakta ve propaganda malzemeleri sürekli dolaşıma sokulmaktadır.

Karar vericilerin yukarıda belirtilen Fransa örneğinde olduğu sosyal medyanın önemine inanmaları ve sosyal medya izleme merkezi kurmaları gerekliliği ön plana bir kez daha çıkmıştır.


 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Levent ERASLAN