Gazze’de karşılıklı savaşan Musevi ve Müslüman Türkler var mı?
İsrail kadın-çocuk, yaşlı-genç demeden rastgele sivilleri bombalamakta, binlerce insanı öldürmekte. Dünyanın tanık olduğu en korkunç vahşetlerden biri bugün Gazze’de yaşanıyor ve bu barbar Nazi klonlarının, tetiği çeken elin İsrailli yöneticiler olması bizi hiç şaşırtmıyor.
Gazze’de insanlık katlediliyor.
İsrail ordusu, acımasızlaştırılan, öldürdükleri Filistinlilerin cansız bedenlerinin üzerine idrarlarını yapan, meydanlarda hep birlikte zıplayarak “Gazze’de okullar açık değil/Çünkü Gazze’de çocuk kalmadı” diye şarkılar söyleyebilecek kadar canavarlaşan, bu hale gelmeleri için eğitilen askerlerle dolu.
“İSRAİL’DE EN AZ 100 BİN TÜRK YAHUDİSİ ÇİFTE VATANDAŞ VAR”
Şimdi soru şu:
İsrail’de savaş ve insanlık suçu işlenirken, İsrail ordusunda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Yahudiler de yer alıyor mu?
İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırının başlamasından iki gün sonra yüksek yargı kurumlarından birindeki hukukçu olan dostum beni uyarmıştı. Yaklaşık 50-60 yıldan beridir Türk Musevilerinin İsrail’e gidip yerleştiklerini ama Türk pasaportlarını da devam ettirdiklerini, yani çifte vatandaş olduklarını hatırlatarak “Sayıları bana göre bugün en az 100 bin civarında. Bu vatandaşlarımızın çocuklarının, bir insanlık suçunun, savaş suçunun işlendiği Gazze’ye yönelik operasyonlarda yer almaları mümkün, bu engellenmelidir” dedi.
İSRAİL ORDUSUNDAKİ TÜRKİYE VATANDAŞI YAHUDİLER NE KADAR?
Hukukçu dostumun tahminine göre şu anda İsrail ordusunda da fiilen görev yapan en az 3 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Yahudi olabilir.
Çok çarpıcı bir iddiaydı ve kafamda pek soru belirdi.
İsrail’de çifte vatandaş olan, yani aynı zamanda İsrail ve Türk pasaportları taşıyan 100 binden fazla Türk Yahudisi ikamet ediyor olabilir mi?
Bu mümkün.
Ben İsrail’e gittiğimde Tel Aviv’in büyük yerleşim bölgelerinden Batyam’daki sahilde onlarca gazinoyu görünce şaşırıp kalmıştım. Çünkü hepsinde de Türkiye’de adını bile duymadığımız şarkıcı ve türkücüler dâhil, onlarcası sahne alıyordu. İbrahim Tatlıses ve Özcan Deniz’in yüzbinlerce hayranının olması da bunun göstergesi. Yanı sıra yine Tel Aviv yakınındaki
100 bin nüfuslu Ra’anana, 2000’li yılların başından itibaren Türkiyeli Yahudilerin İsrail’de yeni yaşamlarını kurmayı tercih ettikleri yerlerin başında geliyor.
TÜRKİYE YAHUDİLERİNİN ÇOCUKLARI DA ÇİFTE VATANDAŞ MI?
Bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çocukları da çifte vatandaş mıdır?
İddia edildiği gibi İsrail ordusunda fiilen görev yapan ve Gazze’de işlenen savaş suçlarına ortak olan Türk vatandaşı Yahudi gençler bulunuyor mu? Özellikle de seferberlik çağrısına uyarak vatandaşı oldukları ülkelerden İsrail’e giden çifte vatandaş var mı?
Rusya Araştırmaları Enstitüsü’ne göre pek çok devlet, ülkelerini terk ederek İsrail’e savaşmaya giden yedek askerlerin tespiti için çalışma başlattı. Bu bilgiyi veren kurumun adına bakarak soruşturma başlatan ülkelerin başında Rusya’nın geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
TÜRKİYE DE SORUŞTURMA BAŞLATACAK MI?
Evet, asıl konu bu.
Türkiye, Gazze’ye yönelik operasyonlara gönderilmesi ihtimali bulunan Türk vatandaşı Yahudilerin bulunup bulunmadığını tespit için soruşturma başlatacak mı?
Eminim ki Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıt sistemlerinde ve İçişleri Bakanlığı’nda çifte vatandaşlarımızın tüm kayıtları mevcut. Onlardan yaşları uygun olan erkek ve kızların şu anki görevlerine dair bilgi isteme hakkına da sahiptir diye düşünüyorum.
Yüksek yargı mensubu hukukçu dostumun bana gönderdiği bilgiye göre eğer İsrail ordusunda görev yapan ve Gazze’ye yönelik operasyonlarda bulunan Türk vatandaşları varsa haklarında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 11/1 ve 13/1 maddeleri uyarınca soruşturma açılabilir.
Soruşturmanın konusunu iki madde oluşturabilir.
SOYKIRIM SUÇU (TCK madde 76)
Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:
a) Kasten öldürme
b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.
İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR (TCK MADDE 77)
Bazı fiillerin siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı herhangi bir plan doğrultusunda, sistemli olarak işlenmesi insanlığa karşı suç oluşturur. Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, bilimsel deneylere tabi kılma, cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsen istismarı vb.
GAZZE’YE SAVAŞMAYA GİDEN MÜSLÜMAN TÜRK VATANDAŞLARI VAR MI?
Meselenin bir diğer cephesinde de Gazze’ye gitme olasılığı bulunan, Müslüman Türk vatandaşları.
Bu konuda da aldığım istihbarata göre böyle bir çalışma yapılmakta.
Yine aynı şey oluyor.
Birileri galeyana gelerek Gazze’yi kana bulayan İsrail barbarlığına duydukları hınçla kendi kendilerine “askere yazılıp” Filistin’e gitmeye kalkışıyorlar.
Yurt içi ve yine yurt dışındaki Türk vatandaşlarından bazılarının da bu konuda hareketlenmiş oldukları bilgisi geldiğinde hiç şaşırmadım.
Hani vardı ya eskiden, özellikle eski mütekait ülkücüler kendi başlarına, MHP’yi tamamen by pass ederek, Türkiye’yi yurt dışında “temsil etmek üzere” devletin karanlık bir derin hücresi tarafından vazifelendirilmişler, kimi zaman da ellerine yüzlerine bulaştırmışlardı pek çok şeyi.
Onun benzeri.
Bana bu bilgiyi aktaran eski ülkücülerden bir Ankaralı dostum, kendisine bu çalışmayı iletenleri “Türkiye eski Türkiye değil. Dikkat edin ve böyle bir işe kalkışmayın. Devletler savaşır, tek başına bireyler değil” diye ikaz etmiş.
Çok haklı değil mi?
Evet, bir durun.
TÜRK DEVLET AKLI VATANDAŞLARINI ÇARPIŞTIRMAMALI
Düşünün, bir tarafta Müslüman Türk vatandaşları, diğer tarafta Musevi Türk vatandaşları.
Türk devlet aklının, vatandaşlarının karşılıklı iki cephede birbirine kurşun sıkmasına izin vereceği beklenmemeli. Eğer böyle bir şey olur ve bu duruma göz yumulursa o zaman, aynı sahneyi İstanbul ya da Ankara sokaklarında yaşatmak isteyen Batı istihbaratlarına da kapı açılmış olmaz mı?
Her şey iyi giderken bu hassasiyetlere özen göstermekte fayda var.