Heval sen söyle, Türkiye Kürt mü katlediyor?
Tam 77 gün oldu!
“Havalar soğudu” dediler, “Artık giderler” dediler. “Nereye kadar burada oturabilirler ki” dediler. “Dayanamazlar vazgeçerler” dediler.
Onlar kışa, soğuğa ve çileye aldırmadılar. Çadır kurdular, oturdular, gitmediler.
PKK’nın kaçırdığı evlatlarını istiyorlar. “Evladımızı en son Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde gördük” dedikleri için eylemlerini il binasının önünde yapıyorlar. Siyasi tavırları yok, onlar sadece evlatları evlerine dönsün istiyorlar.
Yıllarca “eve dönüş” hikâyeleri yazanlar sustu! Milletin sırtından para kazanıp “sanatçıyım” diye dolananlar sustu! “Kürtler’in hakkını savunuyoruz” diyenler, “Yaşasın halkların kardeşliği” diyenler, “Hümanizmin gadasını alırım” diyenler sustu! Kürt babalar ve Kürt analar ağlarken sustular!
Biz susmadık! Diyarbakır’daki aileler için mesajla, sözle, duayla olsa bile verilecek destek önemli! Diyarbakır’a gidemeseniz bile oradaki aileleri unutmayın, takip edin! PKK’yı ve ona destek veren uluslararası güçleri “analar ve babalar” çökertecek!
Şimdi Heval sen söyle, Türkiye Kürt mü katlediyor, Türkiye kimi katlediyor? Heval Heval, her halta susuyorsun, Kürtlerin de Türklerin de acısına susuyorsun; bu konuda da adam gibi konuşmayacaksan yine sus!
“KÜRT MESELESİ DEĞİL,
PKK MESELESİ”
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan az kalsın siyasi hayatından oluyordu. Meselenin üstüne onun kadar cesur bir şekilde giden ikinci bir siyasetçi yok!
Cumhur ittifakının ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çıkıp “Kürt ne kadar Kürt’se biz de o kadar Kürt’üz. Biz ne kadar Türk’sek, Kürt de o kadar Türk’tür” dedi. Dünyadaki hiçbir “milliyetçi partinin” söyleyemeyeceği sözler bunlar!
İşte bu sözlerin söylenemediği ülkeler şimdi kalkmış “Türkiye Kürtleri katlediyor” yalanına kucak açıyorlar. FETÖ’ye kucak açanlar, Fahriye Erdal’a kucak açanlar, Ferhat Abdi Şahin’e kucak açanlar bir türlü “insan hak ve hürriyetlerine” kucak açamadılar!
“KÜRESEL LİDER OLARAK
RECEP TAYYİP ERDOĞAN”
ABD Başkanı Donald J. Trump çevresine soruyor; “Sayın Erdoğan nasıl oldu da etrafındaki statükoyu yıkabildi. Nasıl bir şey yaptı da başarılı oldu. Şimdi benim etrafım da çevrildi. Bunu ne kadar sürede başardı” deyince “Yaklaşık 10 yıl içinde yaptığını biliyoruz” cevabını veriyorlar. Bunun karşısında Trump, “Ama benim o kadar vaktim yok, seçimler yaklaştı” diyor.
Amerika kulislerinin son konuşmaları bu çerçevede cereyan ederken ABD iç siyasetinde Türkiye rüzgârının estiğini ve seçimlerde de eseceğini herkes görüyor. Bunun yanında Başkan Erdoğan’ın siyaset tarzı ve üslubu şu an Amerika’daki “Clinton lobisini” çıldırtıyor! Çıldırıyor Clinton! Çünkü Erdoğan yaptığı siyasi manevralarla hem Türkiye’ye kazanımlar sağlıyor hem de Trump’ın ABD iç siyasetindeki elini güçlendiriyor. FETÖ’nün “Clinton lobisi” içinde olduğunu hatırlatalım!
Başkan Erdoğan; içeride “kınıyoruz” deyip de dışarıda “el pençe divan” duranlardan değil!
Sadece ABD Başkanı Trump’ın değil, bütün Amerika medyasının yüzüne karşı “Trump’a mektubu geri takdim ettim” dedi. Herkes duydu ama “içimizdeki beyinsizler” bunu duymalarına rağmen anlamak istemiyorlar.
SON SÖZ: Mevzu Beyaz Saray’ın içinde olmak değildir; mevzu Beyaz Saray’ın içindeyken hangi tavırda olduğunuzdur.
“RECEP İVEDİK 6’DA
BÜYÜK DÜŞÜŞ”
Yazımızın başında PKK tarafından kaçırılan evlatlarını isteyen Diyarbakır’daki acılı ailelerimizden bahsettik. Bütün destek mesajları önemli! Ama filmlerine, konserlerine, etkinliklerine gittiğimiz bazı “sanatçılar” onları görmezden geldi. Hatta onlar “Barış Pınarı” Harekâtı’nı da görmezden geldi!
Biz de “içeriğini” zaten beğenmediğimiz bu kişilerin “filmlerine gitmeme” kararı aldık. “Onların filmine gitmiyorum” diyen yüz binlerce insan oldu.
Ve Cem Yılmaz’ın “Karakomik Filmler” isimli sinema filmi gişede çakıldı!
Zaten Cem’in kendisi de “Cem Yılmaz filmine gitmiyorum” diyerek bizimle dalga geçmişti, karşılığını gişede aldı.
Aynı şekilde kendisine yapılan eleştirilere “Leş kargaları konuşmaya başladı” diye tepki veren Şahan Gökbakar’ın son filmi “Recep İvedik 6” da gişede hezimete uğradı ve büyük düşüş yaşadı. Önceki filme giden tam 1 milyon 381 bin 799 kişi Şahan Gökbakar’ın son filmine gitmedi! Resmi gişe rakamları aynen bunu söylüyor! Şahan efendi eleştirileri dinlemek yerine duymazdan gelip dalga geçince “seyircisinin yarısını” kaybetti!
Kıymetli dostlar; biz istersek ve siz isterseniz her şey başarılır. Bazen önemli olan “Evet bakın bu mümkün” dedirtebilmektir.
NOKTA: Millete sırtını dönene artık millet de sırtını dönüyor!