İmamoğlu çaya şeker koymayı bıraktı, alakaya limon sıkmaya başladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’nun İBB Başkanı olduktan sonra sürekli gelişine vurduğu, hayranlarını heyecanlandıran ama bir türlü gole dönüşmeyen şutlarının aksine, basit bir taktikle topun 90’a nasıl çakılabileceğini bu hafta herkese gösterdi.
Elbette yaptığım analoji Real Madrid-Barcelona maçı gibi bir şey değil; daha çok hırslı ve iştahlı ama henüz tecrübesiz bir ikinci lig takımı ile yıllardır üst üste şampiyon olan büyük bir takım arasındaki mücadele…
Cumhurbaşkanı’nın bu hafta 30 büyükşehir belediye başkanını kabul etmesi, “Cumhurbaşkanı’ndan ısrarla randevu istiyorum” diyerek Erdoğan’ı sürekli köşeye sıkıştırıp avantaj sağlamaya çalışan İmamoğlu için, “Diğer büyükşehir belediye başkanlarından farklı değilsin,” içerikli bir cevap oldu…
Cumhurbaşkanı’na baskı uyguladığı düşüncesiyle sürekli randevu talebini tekrarladığı ya da medyadaki destekçileri bu talebi vurguladığı için, İmamoğlu’nun gitmekten başka çaresi kalmadı.
Bu öngörüsüzlük, İmamoğlu’nun ‘Bodrum fiyaskosu’ ile başlayan siyaseten stratejik hatalar zincirinin sonuncusu oldu.
Elbette kimse İmamoğlu’nun İstanbul’daki seli süper kahraman gibi durdurmasını falan beklemiyordu ancak meteorolojinin uyarılarına kulak asmamasının yanı sıra, tepkiler üzerine tatilini yarım kesip sabah İstanbul’a gelmesinin ardından öğleden sonra saat 15:40 uçağı ile geri dönmesi ve İstanbullunun derdine ciddiyetsiz yaklaşımı kimsenin gözünden kaçmadı.
Dahası su baskınlarından zarar gören vatandaşlar, İBB’nin önlem almadığından ve mazgalların temizlenmediğinden şikayet ederken, acaba “İmamoğlu İSKİ’nin ‘boru ve pompa alımı’ gibi ihalelerini iptal etmeseydi, mazgallar temizlenebilir ve zarar daha az olabilir miydi?” sorularını beraberinde getirdi.
Yazının devamı için lütfen tıklayınız….