Kemal Bey’in taktığı “şeref” madalyaları
6-8 Ekim olaylarının üzerinden beş yıl geçti. Terör örgütü PKK/HDP’nin kışkırtmasıyla çıkan olaylarda ikisi güvenlik görevlisi olmak üzere 37 vatandaşımız vahşice katledildi.
HDP eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ halen bu dosya kapsamında tutuklu.
Ancak, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu kanlı olayların sorumlularından Demirtaş’a “şeref madalyaları” takmakla meşgul. Muhalefet HDP’yle ittifak yaptığı için bu kanlı olayları eleştiremiyor. Hükümeti dillerine dolamadan bu konuya giremiyorlar.
Konu açıldığında ittifak yaptıkları HDP’nin nasıl canice bu işlere ön ayak olduğunu da dile getirmek zorunda kalacaklarını biliyorlar. Demirtaş’a madalya takma yarışına girmeyi kendileri açısından daha kazançlı buluyorlar.
Oysa 6-8 Ekim kışkırtması Türkiye’de kaosu derinleştirerek darbeye zemin hazırlamak amacıyla yapıldı. Kandil’deki terör baronları da bu tertibin içindeydi, HDP ve FETÖ’cü polisler de. 15 Temmuz hain darbe girişiminin mekaniği ilk olarak 6-8 olaylarıyla harekete geçirildi. Ardından Güneydoğu şehirlerinde “özerklik” ilan edilerek çukur terörüne geçildi. Güneydoğu’yu yangın yerine çevirerek darbeye meşru gerekçeler üretilmek istendi.
Bu olaylarda sorumluluğu olan HDP’li bazı isimlerin bugün hâlâ siyasetin içinde olmaları Türk yargı sistemi açısından utanç vericidir aslında. 37 vatandaşımızın korkunç şekillerde katledilmelerinde uzaktan yakından payı olan kimselerin ağır yaptırımlar görmesi gerekiyordu.
Bizde olan ise “şeref madalyası” takarak ödüllendirmek.
Ancak şu bilinmeli ki, 6-8 Ekim, tarihe terör örgütü PKK/HDP’nin kışkırttığı ve 37 vatandaşımızın hayatını kaybettiği kanlı olaylar dizisi olarak geçmiştir. Hiçbir ittifak, bu kanlı tarihi silemez, bilginiz olsun!