Kıbrıs, dışişleri ve Mevlüt Çavuşoğlu
“İsrail’in uyguladığı şiddet insanlığa karşı suçtur. Bu saldırıdan İsrail kadar onu cesaretlendirenler de sorumludur. Dünyada tek kalsak bile Filistin davasını sonuna kadar savunacağız”.
Bu sözler Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na ait ve önceki gece bunu tüm dünyaya “bir kez daha” ilan etti.
Çavuşoğlu 2018’de Dünya’nın etrafını defalarca turladı. Bunlar “ses getiren” programlardı; öyle birkaç ülke gezelim, iki elçilik dolaşalım, kahvenin iyisini Colombia’da, çayın iyisini Seylan’da içelim tarzı geziler değil! Bilakis “yerli ve milli” duruşu güçlendiren ve bunu milletlerarası sahaya yansıtan önemli ziyaretlere imza atıldı. 5 senedir Dışişleri Bakanlığı görevini sürdürüyor ki; bu Türkiye’nin ve dünyanın “istikrarı” açısından önemli. Sürdürülebilir bir dışişleri politikamız var.
Yeryüzünde bir vatandaşımız “mazlum” konuma düşmüşse biz milletçe isteriz ki ona sahip çıkılsın. Hatta bu kişi ve toplulukların illa vatandaşımız olmasına da gerek yok; nerede zorda kalan varsa ona el uzatmak bizim hem İslami hem insani hem de tarihi sorumluluğumuzdur. Tarihin bize biçtiği rolü 300 sene Selçuklu, 600 sene Osmanlı üstlendi; Allah nasip ederse 1,000 yıl da Türkiye Cumhuriyeti üstlenecek!
Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Ancak biz dünyaya 100 yıl aradan sonra “yine, yeni, yeniden” açılan bir milletiz ve bu yoldan geri dönüşümüz olmamalı, olmayacak. Bu yönüyle “TİKA, Maarif Vakfı, Yunus Emre Vakfı” gibi kurumlarımız çok önemli. Tüm bunlar için de “içerisinin” sapasağlam olması birinci önceliktir.
Hafta sonu “Kıbrıs Medya Buluşması”na katılmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeydik. Yurtiçi ve yurtdışından 50 civarında meslektaşımızla bir araya geldik. Mehmet Ali Dim öncülüğündeki “Küresel Gazeteciler Konseyi”nin ilk yurtdışı programı bu vesileyle yapılmış oldu. Mevlüt Çavuşoğlu da yeni kurulan konseye sonuna kadar destek verdiğini, kuruluşunu ve çalışmalarını bizzat takip ettiğini belirtti.
Programa KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, KKTC Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, Türkiye Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, UBP Genel Başkanı Ersin Tatar ve çok sayıda davetli katıldı.
“KAYSERİLİ BİR KKTC CUMHURBAŞKANI”
KKTC 3.Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu benim hemşehrim olur, kendisi Kayserili ve bunu her defasında dile getiriyor. Uzun uzun sohbet ettik, sohbetin detaylarını haber olarak da vereceğiz inşallah. Derviş Eroğlu da Kıbrıs’ın “milli” siyasetçilerinden birisi.
“AKINCI: RUM LİDERLİĞİ KARGAŞA PEŞİNDE”
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Türkiye’de “olumsuz” bir imajı var, ancak yaptığı konuşma tutarlı göründü. Rum liderliğinin “kavram kargaşası” peşinde olduğunu belirten Akıncı Türkiye’den asla vazgeçmeyeceklerini söyledi. Akıncı şunu demek istiyor: Türkiye’siz olmaz! Ama ortada sorun var diye de zayıf düşüp durmayalım, üretelim!
Aslında hepimizin istediği de bu değil mi? Lakin doğru “anlatmak” ve “uygulamak” elzemdir.
“KIBRIS’I BOŞ BIRAKMAYALIM”
KKTC için hepimizin söyleyeceği bir söz muhakkak vardır. Genelde “yavru vatan” diyoruz ve Kıbrıs’ı çok seviyoruz. Ama şöyle bir bilinçaltımıza inersek ne görüyoruz: Kumarhaneler, gazinolar, müstehcen işler, Türkiye’nin sırtına yük olan icraatlar, önyargılar..vs. vs.
Bakın KKTC’yi seviyoruz ama bir yanda da hep “olumsuz durumların” içine oturtuyoruz. Bu makûs anlayışı kırmak gerekiyor. Kıbrıs bir Müslüman toprağıdır, tıpkı Türkiye gibi! Aslında Kıbrıs bir Türkiye şehridir. Uluslararası konjonktür denilen rezil düzen sebebiyle KKTC’nin hakları küresel baronların girişimiyle gasp edilmektedir.
Kıbrıs bizim sadece kardeşimiz olamaz; zira Kıbrıs kendi özümüz, aynadaki görüntümüz, aynaya bakan yüzümüz! Kıbrıs; İslam yurdudur, bağrında evliyalar yatmaktadır. Siz eğer toprakları ve insanları boş bırakırsanız o evliyaların mezarlarının yeri bile zamanla unutulur. Bu açıdan Kıbrıs’a 2015’te açılan İmam Hatip Lisesi önemli bir işarettir. Başkan Recep Tayyip Erdoğan dünya halklarını kuşattığı gibi sevgili Kıbrıs’ı da yalnız bırakmadı, bırakmıyor.
İmkânı olanlar Kıbrıs’a dönem dönem ziyaretler yapmalı. Bu benim dördüncü ziyaretim oldu, daha çok olur inşallah. Son olarak Kıbrıs Barış Harekâtı’nın mimarı merhum Necmettin Erbakan hocamızı da hayır ve rahmetle yâd ediyorum, mekânı cennet olsun.