Kudüs mitingi fotoğrafı
Filistin kaşkollarına sarılı CHP’lilerin yüzlerine kan gelmişti. Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu’nun yanında Kemal Kılıçdaroğlu, Sezgin Tanrıkulu, Ekrem İmamoğlu ile Eren Erdem bir “mücahit” gibi görünüyorlardı. Hatta CHP’lilerin yüzleri ilk kez bu kadar ışıl ışıldı.
Tabii bu yan yana geliş “Kudüs” duyarlılığından daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında oluşturulmak istenen “ABD dostu” muhalif cepheyi yansıtıyordu.
Zira CHP’nin sahip olduğu “Kudüs” hassasiyetinin, daha çok Sincan’da yürüyen tankları alkışlamak biçiminde olduğu biliniyor. 1997’ki malum “Kudüs gecesi” etkinliği sonrası 28 Şubat postmodern darbesi gerçekleşmişti. Dindar kesim, siyasetçileri ve medyasıyla hedefe konmuş, zulme uğramıştı. “Kudüs” denince aklıma nedense ilk olarak hep o gece geliyor. Şimdi o günün mağdurlarını temsil ettiği iddiasındaki bir kısım siyasetçi ile darbecileri alkışlayan zihniyeti temsil eden CHP yan yana gelip ortak bir siyasal ittifak geliştiriyor! Düne kadar duysak inanmazdık, değil mi?
Peki bu fotoğrafla kamuoyunu etkilemek ne kadar mümkün? Benim şahsen kapıldığım his, samimi olmayan, fazla yapay duran, siyaset mühendisliği ürünü bu fotoğrafa kamuoyunun pek kanmayacağı yönünde. Gerçekçi, samimi, dürüst bir yan yana geliş değil bu.
Olabilir, siyasetçilerin birbirleriyle ilgili görüşleri zamanla değişebilir; mesela Kemal Kılıçdaroğlu, Ahmet Davutoğlu için daha dün sayılacak günlerde “Gelmiş geçmiş en çapsız başbakan” diyordu. Ama bugün Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nu çok beğendiğini gizlemediği gibi her platformda övmelere doyamıyor.
Ahmet Davutoğlu da önceki gün katıldığı bir programda “Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’de büyük değişim yarattığını” söyleyerek övmelere doyamadı. Evet, “siyasal olarak yakınlaşan kişi ya da partiler birbirine iltifat edebilir” denilebilir. Bu da doğru, fakat, bu ittifakın millet tarafından taltif edilmesini beklemek biraz fazla olur. Çünkü insan, karşısında önce “samimiyet” arar. Ve maalesef “Kudüs” fotoğrafında olmayan tek şey bu.
Bu fotoğrafta olan tek şey ise Erdoğan karşıtlığı. Bir ittifakın -süslü, propagandif lafları saymazsak- sadece Erdoğan düşmanlığıyla bir yere varması da mümkün değil. Ülke için de ortaya bir iddia koymaları gerekir ki, bu ittifak, henüz Türkiye adına ortaya umut verici bir iddia koyabilmiş değil. Kudüs mitinginde olduğu gibi yan yana gelip politik mesajlar vermek açıkça göstermelik bir davranış ve bu da milletin gözünden kaçmıyor.