Kushner yarası
THAAR Ghaleb Alharbi… Suudi Kraliyet Muhafız gücünde yer alıyordu. Tam bir yıl önce Cidde’de Veliaht Prens Salman’ın sarayına silahlı saldırı düzenlendi. Alharbi sarayı savunurken gösterdiği cesaretten dolayı teğmenliğe terfi ettirildi. Ülkesinde darbe yapıp ipleri eline alan Prens Salman’a suikast olayında silahlı bir kişi iki kraliyet muhafızını öldürüp üçünü yaraladıktan sonra öldürülmüştü.
Prens Salman için canını ortaya koyan Alharbi de Kaşıkçı cinayetinde konsoloslukta olan isimlerden biriydi.
Pres Salman ve Kraliyet ailesinin son üç ABD ziyaretinde de yanlarından ayırmadığı isimlerden biri de Khalid Aed Alotaibi’ydi… O da konsolosluktaki cinayette oradaydı. Ceset buharlaştırma uzmanı Doktor Tubaigy İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi’ne lisansüstü eğitimini tamamlamış bir adli tıp uzmanı.
Kemik testeresi ile İstanbul’a geldiği öne sürülen Doktor Tubaigy Prens Salman’a bağlı İçişleri Bakanlığı Kamu Güvenliği Dairesi’nde görevli bir yarbay olarak tanınıyor.
Kraliyet albayı Maher Abdulaziz Mutreb, Prens Salman’ın yurtdışı ziyaretlerinde yanından ayırmadığı isimlerden biri. O da cinayet anında diğer katillerle birlikte. Ve Tümgeneral Asiri…
Operasyon onun üzerine yıkıldı…Yemen operasyonunu yürüten koalisyonun sözcüsüydü. O dönemde Savunma Bakanı olan Prens Muhammed Salman’ın en yakın çalışma arkadaşlarından biri oluverdi.
Bu yakın dostluk onu Suudi İstihbarat başkan yardımcılığına taşıdı. ABD’deki Sandhurst ve West Point gibi dünyanın en prestijli askeri okullarında eğitim aldı. Bu okullar istihbaratçı yetiştiren ve ABD’ye bağlayan eğitim kurumlarının başında geliyordu. 15 kişilik timdekilerinin tek tek incelediğinizde tamamının Prens Salman’a EN YAKIN isimler olduğu ortaya çıkıyor.
Bu isimlerin hiçbirinin Salman’dan habersiz tuvalete bile gidemeyeceğini devletleri yönetenler çok iyi biliyor. Buna rağmen ABD Başkanı Trump Salman’ı kurtarmak için kendini yırtıyor. “O iyi biri” diyor. “Yapmaz” diyor. Arıyor, konuşuyor, “Ondan vazgeçemeyiz.
Suudi Arabistan’ı yönetecek en güçlü kişi” diye haykırıyor. Trump utanmasa Salman’a kefil olacak…
Kaşıkçı’nın öldürülmesi emrini veren biri ile arayıp konuşmak, olayın perde arkasını azmettiriciden öğrenmeye çalışmak nasıl bir duygu bilemiyorum. Ancak geçtiğimiz hafta “Bu cinayet Trump’ın Prens Salman’la kanka olan Yahudi damadı Kushner’e kadar uzanacak” diye yazmıştım. Nitekim hafta sonu ABD’li senatörler “Bu işin içinde damatKushner de var” dediler. Kushner, Suudi Arabistan’ı kankası Prens Salman aracılığı ile İsrail’e yakınlaştıran bir numaralı isim.
Hatta Mossad ve Suudi istihbaratının önemli isimlerini Washington’da buluşturan da o…
Nitekim Mossad, Suudi Arabistan istihbaratının içine fena halde girdi. Son olarak İsrail’den Suudi istihbaratına Prens Salman’ın isteğiyle bir yazılım gönderildi. Bu yazılım vasıtasıyla dünyanın neresinde olursa olsun Arabistan muhaliflerinin tüm yazışmalarına ulaşma imkanı sağlandı. Mossad’ın teknolojik desteğiyle dünyada muhalif avına çıkıldı. Kaşıkçı’nın da “S.Arabistan’a özgürlük Vakfı” kurma hazırlıkları içinde olduğu bu yazılım vasıtasıyla tespit edildi. Kaşıkçı cinayetinin asıl azmettiricisi MOSSAD oldu. Cinayetin İstanbul’da islenip suçun Türkiye üzerine atılması bir MOSSAD planıydı. Geçmişte buna benzer operasyonlar yapıp başka ülkeleri birbirlerine düşürmüşlerdi. Tecrübelilerdi.
Nitekim İsrail istihbarat teşkilatı Birleşik Arap Emirlikleri’ni de Türkiye düşmanı yapan merkezdi. “Türkler burada darbe yapacak” diyerek BAE’yi yönetenlerin uykusunu kaçırdılar.
Ardından “Sizi koruyacağız” diyerek ülkenin her yerine girdiler. Arap dünyasını İsrail’in kucağına iten bir numaralı isim, Trump’a ABD elçiliğini Kudüs’e taşıttıran damat Kushner’dir. Haham torunu olan Kushner, babadan kalma 10 milyar dolarlık gayrimenkul şirketinin sahibidir.
IDB, BANK HOPALİAM, HAREL SİGORTA gibi İsrailli ortakları var. “Trump’a Salman’ı savun…
Bir süre sonra olay unutulur gidertelkininde bulunan Kushner’dir” diye yazan da ABD basınıdır. Trump’ın başına Kushner düşmüştür. Kushner ve ABD’nin Riyad’daki trilyonlarca dolarlık çıkarı yüzünden katili savunuyor.