Mansur Yavaş ve Medine Bircan zulmü

Okuduğunuz Yazı
Mansur Yavaş ve Medine Bircan zulmü

İçerik

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş büyük bir ayrımcılığa imza atarak Koronavirüs gibi toplumun tüm kesimlerini etkileyen ve ideolojik ayrım yapılmayan bir hususta bile “ideolojik ayrımın” dibine vurmuş, basın mensuplarına sağlık kiti gönderirken Akit Medya Grubu ve Sabah-ATV Grubu’nu görmezden gelmiştir. Bunu ihtiyacımız olduğu için değil, bir hakikati dile getirmek için yazıyorum.

Mevzu bizlere “sağlık kiti” göndermesi değil! Zaten bu işi yapacak birinci dereceden sorumlu olanlar belediye başkanları değil ama “sağlık kiti” olarak halka kolonya, maske vermeleri de güzel bir sosyal hareket olur. İhtiyacı olan kardeşlerimize “hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın” yardım paketleri verilmesini de destekliyorum. Hangi belediye yaparsa yapsın, kime verirse versin ama yeter ki ihtiyaç sahiplerini bulsun!

Mevzu şu: “Herkesin başkanı olacağım” diyorsun. “Parti rozetimi çıkarıp hizmet edeceğim” diyorsun. “Ak Parti hükümeti ayrımcılık yapıyor, ben yapmayacağım göreceksiniz” diyorsun. Ama bulduğun ilk fırsatta ayrımcılığın dik alasını yapıyorsun! Seçimden önce “herkesin başkanı” oluyorsun, seçimden sonra “sadece birilerinin başkanı” oluyorsun.

Mansur Yavaş; lütfen toplumu kandırmaktan vazgeçin!
Yıllarca Recep Tayyip Erdoğan’a “bölüyor, ayırıyor, kutuplaştırıyor” diyenler işte bugün geldiğimiz en zor günlerde bırakın bölmeyi falan adeta kesip parçalıyor.

Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun pratikte Kemal Kılıçdaroğlu’ndan hiçbir farkı yoktur!

Allah milletimize zeval vermesin, hele de buldukları ilk fırsatta millete zulmedecekleri aşikâr olanlara da fırsat verdirmesin!

Mansur Yavaş’ın bu öteleyici, yok etme amaçlı tavırları bana 28 Şubat günlerinde yaşamını yitiren kanser hastası Medine Bircan’ı hatırlattı…

Bundan 18 sene evvel..

İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu!

71 yaşındaki Medine Bircan’ın başörtülü fotoğrafının olduğu sağlık karnesi reddedilerek yerine başı açık karne isteniyor. 71 yaşında, hasta yatağındaki vatandaşı düşürdüğü hallere bakın! Medine Bircan ölüm döşeğinde “başı açık fotoğraflı karne” gelsin diye öylece bekletiliyor, tedavisi yapılmıyor. Evladı gidip annesinin fotoğrafına fotoshop yöntemiyle saç ekletiyor. Medine nine daha fazla bekleyemiyor ve o gün Rahmet-i Rahman’a kavuşuyor.

Medine Bircan’ı unutmayın! Yarın ellerine fırsat geçse milletin evlatlarını ölüm döşeklerinde ideolojik zevklerine meze yapacak insanları unutmayın! Unutursan bir daha yaşarsın kardeşim!

“TEBRİKLER İHH VE BÜLENT YILDIRIM”

Şu ortamda öyle iyi geldi ki tebrikler İHH, tebrikler Bülent Yıldırım! Ortalığın algı yöntemleriyle kirlendiği, insanlığın arka plana itildiği bir ortamda çıktı ve şu açıklamada bulundu: “Tüm Türkiye’yi dayanışmaya çağırıyoruz. İşsiz kaldığı tespit edilen ve gündelikçi çalıştığı için geliri olmayan muhtaç ailelere 10 milyon TL nakdi yardım, 100 bin aileye kumanya paketiyle çalışmalarımıza başladık. Haydi Türkiye, vakit dayanışma vakti.”

Bu açıklama gerçekten gürül gürül ve yürekten geldiği için, üstelik devlete ve millete üstten bir bakış değil candan bir bakış olduğu için büyük destek gördü, görmeye devam ediyor.

Elbette devletimiz gerekenleri yapıyor; ancak ne olursa olsun gözden kaçanlar olacaktır. İşte bu noktada iş sivil toplum kuruluşlarına düşüyor.

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım üstelik her zamanki gibi Müslümanca bir tavırla; “Herkes öncelikle kendi akrabalarından, kendi ailesinden ve çevresinden başlayarak yardıma ihtiyaç duyanları tespit edip az çok demeden yardım etsin” dedi.

Yardımlar, İçişleri Bakanlığı’nın VEFA Grubu ile organize yapılıyor. 30 yıldır İHH güzel hizmetler yapıyor ve öyle güllük gülistanlık vakitlerde değil en ihtiyaç duyulan anlarda nefes oluyor, yüz akı oluyor.

“HERBOKOLOG SAYMAZ EFENDİ”

Her konuda uzman(!) görüşleriyle “herbokolog” unvanını hak eden İsmail Saymaz bulduğu her fırsatta Akit’e olan nefretini kusuyor. Kendisi “Akit-fobi” hastalığına yakalanmış. Çünkü yarasalar gündüzden, yalancılar Akit’ten korkar.

En sonunda doğru bir iş yaparak Akit’in geçen Cumartesi günkü sayısını eline almış ve gazetemizin sayfalarına kolonya dökmüş. Kendisine bu hususta teşekkür ediyorum. Eline alıp kirlettiği ve belki de virüs bulaştırdığı Akit’in eline aldığı sayısını dezenfekte etmiş oldu. Bizim yalnızca bir gazete nüshamız bile Herbokolog İsmail Saymaz’ın zihniyetine sahip tüm kuruluşların gelmiş geçmiş bütün sayılarından daha önemlidir. Bu hakikati bir mizansenle tekrar hatırlattığın için teşekkürler Herbokolog İsmail Saymaz Efendi!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI