Memlekete baktıkça içi kan ağlıyormuş!

Okuduğunuz Yazı
Memlekete baktıkça içi kan ağlıyormuş!

İçerik

Ali Babacan daha birkaç gün önce gazetecilere ciddi ciddi anlatıyordu, “memlekete baktıkça içim kan ağlıyor” diye. Bu ifadeler, memlekete pek de içeriden bir bakışı yansıtmıyor. Zira, Türkiye bu sıralar ilk kez “hali acınası bir memleket” olmaktan çıkan bir hareketlilik içinde.

Sadece bu yıl çok önemli gelişmelere imza atıldı.

Ankara, ABD ve Avrupa’nın güney sınırlarımızda kurmaya çalıştığı “Terör devleti” projesini tarihin çöp sepetine atan cesur bir operasyon yaptı. Barış Pınarı Harekatı ile bölgede denklem değişti, ABD “Güvenli bölge” sınırlarının dışına çıkarıldı. Masada ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalarla “Güçlü Türkiye” imajı kendini dünyaya kabul ettirdi. Avrupalı liderler, belki de ilk kez Türkiye’yi bu kadar ciddiye almak zorunda kaldılar.

‘Alamazlar’ denilen S-400 füze sistemlerini alarak savunmasını güçlendirdi.

Diplomaside adeta tarih yazıldı. Sürpriz Libya anlaşmasıyla Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail, Mısır ve hatta Suudi ve BAE ters köşe yapıldı. AB ve ABD de ters köşe yapılan ülkeler arasına yazılabilir. Akdeniz’de ‘mavi vatan’ sınırları tescil edildi, Sevr dayatması ters yüz edildi.

Savunma sanayiindeki devrimi, sıçramayı tek tek yazmaya gerek yok; bu yıl da insansız hava araçları teknolojisinde, denizaltı, uçak gemisi ve savunma sanayiinde daha birçok yeniliğe, ilke imza atıldı.

“Yerli oto” hamlesiyle, 60 yıllık hayalin gerçekleşmesi anlamında ülke genelinde büyük bir gurur ve coşku yaşandı.

Üstelik, iki yıldır ekonomimiz büyük bir saldırı altındaydı. Dünyanın en büyük ekonomisinin başında olan ABD Başkanı, Türk Lirası’nı hedef almış, ticarete sınırlamalar getirmişti.

Tüm bu zorluklara rağmen Türk ekonomisi toparlandı, büyüdü ve kalkındı; Türk diplomasisi Akdeniz’de, Afrika’da, Ortadoğu’da adeta destan yazdı. Bir yüz yıl sonra Türklerin özgüveni ve morali ilk kez bu kadar tavan yaptı.

“İçi kan ağlayarak memlekete bakanlar”ın durduğu yerde, bakışında büyük bir sorun olduğu ortada. Belki de bir hesap hatası yaptılar. İşlerin bu kadar iyi gideceğini beklemiyorlardı. “Her şey çok kötü olacak” sanıyorlardı. Sahaya çıkmadıklarına göre daha bir süre işlerin kötüleşmesini bekleyecekler anlaşılan.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ