MİLLİ GÜVENLİK TÜMÖRLERİ; BÜROKRATİK OLİGARŞİ!
Memleketimiz için güvenlik sorunu teşkil eden legal görünümlü o kadar çok hain var ki, sistemin ilk inşaa edilişinden bugüne kadar bütün kılcal damarlarına kronik olarak yerleşmişler.
Sistem bu “sızıntı”ları bir noktadan sonra “normal seyr” olarak kabul etmiştir.
Bu normallik kavramsal olarak demokrasi tanımlamasıyla eşdeğer görülmüştür.
Adının parlamenter, demokrasi ya da paganist hürriyetçilik tanımlamasıyla da devamlılığı garanti altına alınması ilericilik misyonuyla bir görülmüştür.
Milli güvenlik sorunu gerçeği teşkil eden bütün aktörlerin her defasında toplumsal kırılmalarda baş rol oynamalarının önüne hala geçilemiyor.
Provakasyon, şantaj, sabotaj, tehdit, hakaret etmeleri karşısında hukuki olduğu kadar toplumsal olarakta fazlaca bir şey yapılamaması temel çıkmazlarımızdan birisi olarak duruyor.
Parlamenter dokunulmazlık zırhı da fayda etmiyor.
Toplum bilincinin dumura uğratılmış ve yaptırım gerçeğinin, gücünün de fayda etmediği görülüyor.
Elitist etkin oyun kurucuların bu gücüyle mücadele ediyoruz.
Fetö ile mücadele başta olmak üzere PKK ve diğer terörist yapılanmalardan daha etkin ve onlar kadar tehditkar olan diğer asimetrik gücün memur bürokrasisi ve bunun paralelinde yargı, askeri, mali, hukuki ve bürokrasi kadroları ana gövdeyi teşkil ediyorlar.
Bu ana gövde halen faal durumda.
Reisin ifade ettiği gibi bu bürokratik oligarşiye bulaşanlar ve nemalananların temizlenmesi şart.Her noktada köşebaşını tutanlar, siyasal yapılar, medya yapılanması, yargı yapılanması, yerel teşkilatlar, askeri ve mülki ayaklarının temizlenmesi hususu oldukça önemli.
Kuşkusuz en önemlisi legal görünümlü illegal bürokrasi teröristleri…
Milli güvenlik sorunu teşkil eden her kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan bertaraf etmek şart ve elzem.
Asıl amaçları yönetim algısı, işleyişin bozulması ve toplumsal kabul görmesi adına misyon üslenmeleridir.
Küçük ölçekte büyük vurgunlar yapan çıkar gruplarını saymamak olmaz tabii ki. Asıl besleyici kadroların üst tabakayı desteklediğini bilmekte fayda var.
Bütün bu hastalıklı yapının yeniden inşası için daha çok zamana ihtiyacımız var.
Hukuki reformdan ziyade birey ve vatandaşlık algısının millet bilinci ve şuuruyla kavranması ve inisiyatif alınması öncelikli hedef olmalıdır.
İşte olayın kırılma noktası da budur.
Bütün kozlarını burada oynuyorlar!
Millet desteği ya da kamuoyu sahiplenişi.
Bunu başarabilirlerse ki (bu düzleme göre dizayn edilen siyasi ekonomik çeteleri var), diğer hedeflerine ulaşmaları için sorun kalmıyor.Yakın zamanda yapılacak mahalli idareler seçimlerinde de bu tez üzerinden gidecekler.
Bu kez daha kararlılar.
Reisin belirlediği hedef olduğu kadar bizim de bu hedefe ulaşmamızı istemeyenleri iyi tanıyıp uyanık durmamız da fayda var.
Oyunu bozacak olan bizleriz!
Allah var gam yok.