Mısır sokaklarında umduğumuzu bulamayız
Mısır’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’nin darbe ile devrilmesinden sonra ilk kez sokaklar karıştı.
Halk “defol Sisi” sloganları atıyor.
Darbeci Sisi yurt dışında, Sisi yanlıları şaşkın.
Sisi gidecek mi? Veya gönderilecek mi? Bu soruları soruyor olabilmek, bu süreci yaşıyor olabilmek, güzel. Çünkü binlerce masum Mısırlı sivilin kanı, yüzlerce İhvan üyesinin haksız yere mahkûm edilmesi, onlarcasının idam edilmesi, yaşanan büyük haksızlıklar; biz Müslümanları fena halde kızdırdı. Fakat bu kızgınlık ve birikmiş duygular konuyu analiz ederken körlüğe neden olmamalı.
Arap Baharı sonrası ne zaman Arap sokağı karışsa artık daha temkinli bakıyorum. Görünene, gösterilene değil perde arkasına odaklanmaya çalışıyorum.
Çağ; müthiş manipülatif bir zemini doğurdu.
Sosyal medya; sokak isyanlarını besledi, isyanlar; illegal oluşumlara perde oldu.
O nedenle Mısır’da yaşananlara daha temkinli bakmalıyız.
Sokağa indiğimizde isyancıların arasında İhvan yok.
Peki ne var?
Görünen tabloda; ekonomisi bir türlü istenilen seviyeye çıkmayan bir ülke, bu şartlarda faş edilen yolsuzluk dosyaları, buna öfkelenen halk ve sonuç olarak da sokağa çıkan insanları görüyoruz.
Gösteriler sırasında İsrail radyosu, “endişeli” yorumlar yapıyor. Yayınlarında: “Mısır’daki gösteriler tehlikeli bir şekilde gelişiyor ve Sisi düşerse, bu durum İsrail’in çıkarlarına feci şekilde zarar verebilir” diyor.
Sadece ve sadece inandırıcı olmaya çalışıyorlar.
Mısır öyle bir ülke ki; jeopolitik konumu ve Arap dünyasındaki ağırlığı nedeniyle hegemonik güçlerin adeta vazgeçilmezidir. ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Çin, Rusya elbette bu ülkeyle yakından ilgililer. Bölgede bir düzen kurulacaksa, Mısır’sız olmaz.
Şimdi analizi yapalım; Yaşanan süreçte Arap NATO’su söylemleri ve bölgede oluşturulan ittifak gündeminde bir sorun yaşandı. Sisi’nin miadı doldu. Her kuklanın bir kullanım süresi vardır. Şimdi gönderiliyor.
SİSİ’NİN GÖNDERİLME SÜRECİ USTALIKLA YÖNETİLİYOR
Nasıl mı?
Dış güçlerin taktikleri vardır. Birinci madde; böyle bir ülke asla ekonomik olarak iyi şartlara çıkartılmaz. Sonra bu süreçte koltuğa oturtulanlardan birileri mutlaka hata yaparlar. Bu dosyalar özenle saklanır. Ve zamanı geldiğinde ifşa edilir. Ekonomik girdaptan bıkmış olan halka sunulur ve öfke körüklenir. Sosyal medya aralığıyla bu işin organizasyonu sağlanır. Bu süreçte ordu es geçilmez, gerekli görevlendirmeler yapılır. Hamlenin son halkası ise daha kullanışlı kişi koltuğa oturtulur.
Daha kullanışlı bir kukla, bir köpek…
Tasmasına asla ihanet etmeyecek olanından…
Emir kulu, sorgulamadan ayniyle denileni yapacak.
Ve sonuçta Mısır değil hep İsrail ve ABD kazanacak.
Bu gidişata ancak organik biçimde gelişen, organize halk güçleri karşı koyabilir.
Mısır bunu demokratik süreçlerde başarmıştı.
Mısır, sivil iradeyi harekete geçirerek seçimle, ordudan ve dış güçlerinden bağımsız-tasmasız ve yerli bir kimlik olan Muhammed Mursi’yi ülkenin başına geçirmişti. Fakat sandıkta kazanılana ne yazık ki sahip çıkılamadı.
Fakat bu gidişat böyle sürmez.
Mısır tüm bu süreçlerden dersini çıkaracaktır. Demokrasi hikâyesi olgunlaşacak, yeniden kimliğini bulacaktır.
Su yolunu bulur.
Yeter ki; yolunu kaybetmeyenler mücadeleden bıkmasın.