Ne zaman sular ısınsa… Suudlar…
Mevsim yazdı ama Bavyera Alpleri’nde bunun pek bir anlamı yoktu.
Adolf Hitler serin havada sabah yürüyüşünün ardından “Kartal Yuvası”na döndü.
Toplantı odasında onu çok ilginç bir konuk bekliyordu.
(Şimdi o odada turistik bir restoran bulunuyor.) Görüşme uzun sürmedi.
Hitler, Suudi Kralı’nın özel temsilcisi Halid el Hud’a “Biz İngilizlere ve Yahudilere karşı aynı davanın savaşçılarıyız” dedi ve kraliyet ailesine hediyesi olarak iletilmek üzere değerli bir hançer verdi.
Görüşmenin devamını Alman Dışişleri getirdi; Suudlara yüklü miktar cephane, uzun menzilli ve hava saldırılarına karşı kullanılacak binlerce silah hibesi için anlaşma yapıldı.
Tarih 17 Temmuz 1939’du.
Almanya’nın 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgaliyle 2. Dünya Savaşı’na ilk adım atıldı.
***
Madem durmadan Suudi Arabistan’dan söz ediyoruz…
Eh, Kaşıkçı olayı üzerine çoğu birbirinin köpürtmesi soruları bir de burada görmenizdense, yakın tarihin pek bilinmeyen bir yanını hatırlatayım istedim.
Çünkü ne zaman dünyada ve bölgede sular ısınsa…
Ne zaman büyük savaşın tamtamları çalmaya başlasa…
Ne zaman egemenler büyük bir değişim projesini harekete geçirse…
Arap yarımadası ilginç biçimde öne çıkar ve Suudiler “önemli bir aktör” olarak sahneye sürülür.
Veliaht Prens Selman’ın Pentagon/Beyaz Saray marifetiyle kurgulanıp bölgenin değişimi içingörevlendirilmesi de bana benzer bir operasyon olarak görünüyor.
Hedefler, dostlar ve görevler zamana göre farklılaşıyor ve yer değiştiriyor tabii..
***
Birkaç uzman tarihçi dışında hatırlayan var mıdır bilmem…
Sovyet işgali başladığı sıralarda Nazi akademisyenler Suudi krallığını “Arapların III. Reich’ı” sözleriyle selamlıyordu.
Ama savaşın ortalarında Suudlar durumu tartıp eski dostları İngilizler ve yeni dostları Amerikalılara doğru çark ettiler.
Ara sıra düşünüyorum…
Küreselcilerle Nasyonalist Pentagon’un dolar üzerindeki egemenlik kavgasında Suudiler yenipozisyonlarını acaba sonuna kadar koruyacaklar mı?
Kaşıkçı olayı bu bakımdan “çok ileri gittiniz, geri dönün” anlamında bir işaret fişeği olabilir mi? Yoksa veliaht prensin iktidarını iyice pekiştirecek sert bir sürecin başlangıcı mı?
Yaşayıp göreceğiz.
