Neden hep Almanya?
Gazetemizin “Her ifadede aynı ülke: Almanya” başlıklı dünkü manşeti oldukça önemliydi. FETÖ bağlantılı eski MİT’çi Enver Altaylı’nın iddianamesinden hareketle Akşam, Almanya’nın Türkiye karşıtı faaliyetlerin merkezi olduğu gerçeğini bir kere daha gündeme getirdi.
Almanya Türkiye karşıtı terör örgütlerinin, uyuşturucu ticareti yapan illegal yapıların üslenme merkezlerinden biri; ama aynı zamanda, siyasi hareketlerin imal edildiği laboratuvar ülkelerden de biri. PKK’nın, DHKP-C’nin, FETÖ’nün, eski istihbaratçıların nedense kapağı attığı ilk ülke burası. Almanya terör örgütlerine insan ve finansman kaynağı sağlamada Avrupa’da birinci sırada. Sadece terör örgütleri, uyuşturucu kartelleri değil, Türkiye’deki HDP, sol gruplar ve hatta CHP bile Almanya’dan yönlendiriliyor. HDP ve CHP’li siyasetçilerin Almanya ile özel bir bağı var. Bakınız Alman vatandaşı, FETÖ bağlantılı Enver Altaylı’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı ile telefon trafiğine. HDP ve CHP’deki siyasi kadroların çoğu “Alman ekolü”. Sadece siyasi parti ve politikacıların değil, sivil toplum kuruluşlarının, kadın örgütlerinin, dernek ve vakıfların çoğunun Almanya ile “özel” bir bağı olduğu görünüyor.
Türkiye’yi kontrol etmeye ve ele geçirme çalışan gücün hep ABD olduğu konuşulur. ABD’nin doğu eyaletlerinden Pensilvanya da son zamanlarda hayli popüler. FETÖ’nün lider kadrosu burada. Demek ki, Türkiye karşıtı hareketler sanıldığı gibi sadece ABD’den yönetilmiyor. ABD ‘kontrol merkezi’ işlevi görüyor ama Almanya ‘harekat merkezi’ konumunda.
‘Almanya’ diye bir devlet İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra var mı, emin değilim. Ortada ABD ve müttefiklerinin kurup dizayn ettiği, Küreselcilere devredilen bir devlet var sanki ve o da işte görüldüğü gibi bir ‘taşeron devlet’ işlevi görüyor. Türkiye karşıtı faaliyetlerin bugün merkezi haline gelmiş olması bile tek başına Almanya’nın ‘bağımsız devlet’ niteliğinden yoksun olduğunu gösteriyor. Almanya, açıkça NATO ve Pentagon’un uluslararası operasyonlarını yürüttüğü bir ülke konumunda.
Sözde “tarihsel dostluğa”, “özel bağa” sahip olduğumuz Almanya’nın, Türkiye karşıtı faaliyet yürüten terör örgütlerinin, uyuşturucu kartellerinin, satılmış istihbaratçıların, FETÖ’cü hainlerin, siyasi parti, dernek, vakıf görüntüsü altında faaliyet yürüten 5’inci kolcuların merkez üssüne dönüşmesini başka zaten nasıl açıklayacağız? Gerçekten bir Alman devleti olsaydı, Türkiye ile ilişkileri böyle mi olurdu?
Türkiye’nin “Neden Almanya?” sorusunun yanıtına biraz daha odaklanması gerekiyor. ABD’nin başta PKK ve YPG olmak üzere terör örgütlerini Türkiye’yi çevrelemek için kullandığı artık ortaya çıktı. Almanya’nın da burada Türkiye’ye daha içeriden, derinden, kılcal damarlara kadar nüfuz etmek için kullanıldığı anlaşılıyor. Almanya-Türkiye ilişkilerine bir de bu açıdan bakmak faydalı olur.
