PARLAMENTER SİSTEMİN SÜVARİLERİ

Kemal Kılıçdaroğlu’nun darp edilmesi ve ardından fantastik İmam’ın Maltepe manifestosu, lideri sahiplenmekten ziyade, lider üzerinden geniş bir manevra alanı açma girişimi olarak değerlendirilebilir kanaatindeyim.

Kuşkusuz siyasilere dönük bu tip eylemler tasvip edilir mahiyette bir protesto şekli değil elbet.
Ancak Bekir Bozdağ’a yönelik aynı tür eylem geçmişte yaşanmış ve aynı hassasiyet ve sağduyuyu CHP’lilerden de görmeyi istemiştik.

Oysa tam tersi oldu. Saldırgana neredeyse ödül vereceklerdi. Ak Parti yetkilileri bu olay üzerinden İmamoğlu gibi bir manifesto da yayınlamamıştı üstelik.
İmamoğlu’na harekat alanı açmak isteyen Fetö gladyosu ve onunla işbirliği içindeki kurmay kadrolar elini çabuk tutarak, bu olay üzerinden durum analizi yaparak İmamoğlu’nu muhalefet parti lideri kimliği ve onu konumlandıracak yeni parti misyonuna geçiş yapmanın hamlelerini dökmeye başladılar.

Velevki olay başka bir bölgemizde olsa İmamoğlu yine aynı tepkiselliği gösterecek miydi?
Evet!

Ekrem İmamoğlu projesinin oturtulması için bir çok deneysel çalışma gerçekleştirilecek.
İmamoğlu projesine destek veren aktörlerin bir sonraki hedefinin “pasif itaatsizlik” eylemi olacağını söylemek kehanet olmasa gerek.

Kılıçdaroğlu’nun yalnız olmadığını söyleyenlerin aslında miadını doldurup gitmesini isteyenlerden müteşekkil olduğu da bir gerçek.

İmamoğlu için hedef İstanbul belediyesi değil, CHP’yi rafa kaldırıp, yeni oluşumun liderliğine soyundurulmasıdır.

Sahi, Ankara’dan Maltepe’ye kadar barış için(!) yürüyen Kemal Kılıçdaroğlu, Maltepe’de ki “yeni başlangıç toplantısı”na gitmiyor, hassasiyet(!) gösterip Çubuk’taki şehit cenazesine katılıyor.

Kılıçdaroğlu’na bu hassasiyetin üzerinde durulmalı fikrini vereni iyi araştırmak lazım.
Zira o aklı veren İmamoğlu’nun yolunu açmak için görevlendirilmiş biridir.

İşte bu konu üzerinde Bakan Soylu bir açıklama yaparak “Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yetkilileri tarafından güvenlik güçlerimize şehit törenine gideceğine dair hiç bir haber verilmemiştir” demesi olayı farklı bir boyuta getirdi.

Kılıçdaroğlu üzerinden hangi kombinasyonlar hesap edilerek, projenin sahada hangi aktörü hedef aldığı belli oldu.

Nedir bu hedef?
Güvenlik zaafı ve süreç üzerinden İçişleri Bakanı’nın sorgulanması ve itibarsızlaştırılmasına dönük hamleler zinciridir!

Bu projeyi maalesef Ak Parti içinde de benimseyenlerin olduğunu söylemek komplo teorisi olmaz.
Başkanı yalnızlaştıracak aktörleri azaltmak ve itibarsızlaştırmak!

Mevzu Kemal Kılıçdaroğlu’nun yumruklanmasından ziyade Kılıçdaroğlu üzerinden farklı bir noktada CHP bileşenlerinin provoke edilmesidir diyebiliriz.
İşin en ilginç yani ise Kılıçdaroğlu tiyatrosu sergilenirken arka planda alkış tutanlar kadar eylem üzerinden Ak parti kurgusu(!), manipülasyonuna göre kamplaşma ve çatışma zeminine indirgenen toplumsal enerjiyi de görmek gerekiyor.

Kılıçdaroğlu tiyatrosuna katkıda bulunup kaosa dönük iç çatışma kıvılcımını kurgulayanlara aman ha dikkat!
Kemal Kılıçdaroğlu İmamoğlu’nu siyaset atmosferine taşımakla görevli bir yakıt tankı vazifesini ifa ediyor.
Görevini kamikaze olarak tamamlatmak istiyorlar. Dikkat etmemiz lazım.

Canan Kaftancıoğlu bu yakıt tankını korumak için herşeyimizle varız demiş!
Proje ayağının ekran yüzü böyle söylüyor…