Şeytanla dans!

Okuduğunuz Yazı
Şeytanla dans!

İçerik

Rusya’nın Şam rejimiyle birlikte İdlib’e yönelik bombardımanını hepimiz endişeli gözlerle izliyoruz.

3.5 milyon insanın yaşadığı kentte bir insanlık dramı yaşanması, ülkemize doğru büyük bir göç dalgasının başlaması an meselesi.

Ancak bu sorunun çözümü için ne ABD ve AB ülkelerinden, ne de karşı taraftaki Rusya ve Esad yönetiminden somut adım geliyor. 21. yüzyılın muhtemel en büyük katliamlarından biri, göz göre göre ‘geliyorum’ diyor.

Bu çıkmazdan kurtulmanın yolu ise Ankara’dan geçiyor.

İsterseniz durumu kısaca özetleyeyim:

Türkiye, ABD’nin binlerce TIR’lık silahla donattığı terör örgütü PKK/PYD’ye karşı önce Fırat Kalkanı, sonra da Zeytin Dalı harekâtlarını başarıyla tamamladı.

Suriye’nin kuzeyindeki bölgelerden temizlenen hainler, Ankara ile Washington arasındaki Münbiç mutabakatıyla da iyice köşeye sıkıştı. 

Çöküş sürecinin başladığını fark eden terör örgütü PYD’nin yöneticileri, Şam’a giderek Esad’la masaya oturdu ve İdlib’e başlatılacak saldırıya katılma talebini iletti. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi ‘terörist’ ilan eden Esad da bu teklifi kabul edince, ortaya bir garabet çıktı.

ABD’nin eline silah verdiği PKK/PYD, şimdi Rusya destekli Şam ordusunun yanında İdlib’e saldırıyor.

İşte anlatmak istediğim bu! İdlib’de noktayı koyabilecek ülkenin Türkiye olduğunu söylemem boşuna değil. Çünkü bölgenin dinamiklerine en çok hakim olan, düzenlediği iki harekâtla sahadaki tecrübesini kanıtlayan bir Türkiye var karşımızda.

Tek bir sivilin canını yakmamak adına günlerce hareket etmeden bekleyen TSK önümüzde dururken, teröristle kol kola İdlib’i vuran Esad’a destek çıkan Rusya’nın bir kez daha düşünmesi lazım.

Bu noktadan bakıldığında, Başkan Erdoğan’ın bugünkü Tahran Zirvesi’nde ortaya koyacağı perspektifin dikkatle değerlendirilmesi gerektiği ortada.

 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Murat KELKİTLİOĞLU