Tereddütlüyüm
Zafer kazandı, tadını çıkarıyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, eşi Mihriban Aliyeva ile birlikte, işgalden kurtarılan Karabağ’da zafer turu atıyor…
Ermenilerin “hesap vereceğini” söylüyor.
Acaba? O biraz zor görünüyor. Çünkü Ermeniler yapar, eder, hesap vermezler. Tarih boyunca hep böyle oldu. Sürekli olarak sırtları sıvazlandı. Karabağ’dan çekilirken de yakıyor, yıkıyor, yok ediyorlar.
Aliyev de bu tabloyu gösterip “hesap verecekler” diyor…
Normal şartlar altında elbette öyle gelişmesi beklenir. Ermenilerin çatışmalar süresince ve geri çekilirken sergiledikleri insanlık suçlarının bir karşılığının olması gerekir.
Gerekir ama…
Son birkaç yüz yıldır örneği yok ortada!
***Mecbur kaldılar, Karabağ’ı boşaltıyorlar. Giderken de yakıp yıkıyorlar. Var mı bir müeyyidesi? Yok elbette. Rusların umurunda bile değil. İşgal sırasında soykırıma bile göz yumdular. Ermenilerin sistemli bir şekilde bölgeye yerleşmesine ses çıkarmadılar.
Eğer, Azerbaycan Ordusu bu denli güçlü vurmasaydı…
Eğer, Türk SİHA’ları devreye girip, Suriye ve Libya’da olduğu gibi çatışmaların seyrini değiştirmeseydi…
En önemlisi de Paşinyan, batının değil de Rusların adamı olsaydı, bu gelişmelerin çoğu yaşanmayacaktı.
Hani halk arasında bir söz vardır, “Kurban olayım tipiye, esti getirdi kapıya” diye! Bu defa öyle oldu.
Yarın ne olur, gelişmeler ne getirir bilinmez!
***Evet, İlham Aliyev, halkına yaşattığı zaferin tadını çıkarıyor. 30 yıllık bir bekleme döneminin ardından en büyük hakkı bu. Karabağ’da yaşananlar, basite alınıp burun kıvırılacak gelişmeler değil.
Bütün dengeler değişti, alt üst oldu.
Ama unutulmamalı ki, Karabağ’ı bugünkü duruma, son ateşkes anlaşmasının altına imza atan işgalci Ermeniler ile onlara kapı açıp yol gösteren Ruslar getirdi. Bugün de altına imza attıkları metinlerden çok mutlu oldukları söylenemez.
İlham Aliyev haklı…
Ermeniler hesap vermeli. Anadolu’da, Kafkaslar’da işledikleri suçlar, burunlarından fitil fitil getirilmeli. Bunun ise tek yolu var: Türkiye ile Azerbaycan’ın bölgede daha da güçlü olmaları.
Çünkü…
Bu yaşadığımız bölgelerde hak haklıya verilmiyor uzun yıllardır. Güçlü olan, hakkını söküp alıyor. Tıpkı bugün olduğu gibi.