TERÖRİZME KARŞI ANA PARADİGMASI

Bir Kürt ananın terör ve terörizm karşısındaki tavrı, duruşu ve kararlılığına şahit olduk.
Ferdi bir söylem olmaktan ziyade bu ülkenin evlatlarını kaybeden anaların da sesi olması hasebiyle bütün ülkenin analarının sesi ve kararlılığı oldu.
“Bese!” Dedi.
“Başlarım sizin Kürdistan davanıza!” seslenişiyle Emperyalizmin içimizdeki legal ve illegal işbirlikçilerine bir ana olarak duracaksınız dedi.
Görünürde HDP kimliğiyle siyasal sıfat içinde kamufle olan yapıya, genel olarakta bu kirli tezgaha dahil olan kim varsa hepsine şamar indiren bir ana…
Peki bunca zaman neden Kürt analarının bu kararlılığı gecikti ya da geçiştirildi?
Zamanlaması oldukça dikkat çekici değil mi?
O ve diğer Kürt analarının ciğerleri yandığı gün gibi aşikar. Ve bu sesler dalga dalga bütün anaları kuşatabilmeli. Toplumsal bütünlük ve reflesk ana ve aile merkezli devam etmeli.
Bütün bunları düşünürken yaşanan gelişmeleri de değerlendiriyorum.
Neden?
Ordumuzun terör ve terörizme dair bitirme kararlılığında son noktayı koymak adına hamleye az bir zaman kala…
Fantastik İmam’ın ziyaretinin hemen ardından…
ABD’nin Ankara’daki “bir numarası” Satterfield’in göreve başlaması sonrası…
Yargıdaki reformlara dair yeni çalışmalarda nihayete gelindiği anda…

Yeni adlı yıl açılışında alternatif bir açılış planlayan(!) muhalif baroların beyanı öncesi…
HDP’li kurmayların TÜSİAD ile buluşması öncesi..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarın “Sivas Kongresi”nin yıldönümü sebebiyle Sivas’a gideceği günün öncesi…
Nedense aklımda “Sivas olayları”, yeni bir “Madımak” tezgahına dair şüphe var.
Ve belki bütün denklemin şifresini Süleyman Soylu’nun Fantastik İmam’a seslenişi verdi.
Soylu diyor ki, kılıktan kılığa girerek yaptığın mekik diplomasisini görüyoruz. PKK’lı Beyaz Kürtlerle hangi entegrasyonun mücadelesinde, nasıl bir aracılık yaptığını da görüyoruz.
Bunu aleni kılıp, gerçekte nasıl bir proje adamı olduğunun da işareti elimizde duruyor.

İstanbul’a kayyumu davet etme plan ve programından da haberdarız. Sen isteyince değil, hukuk kuralları çerçevesinde gerekeni yapacağız. Diyerek bir oyunu daha bozuyor.
HDP binasının önünde, “Başlarım sizin Kürdistan davanıza” seslenişi ile Soylu’nun ikaz etmesi eş zamanlı…
Diğer taraftan ulusalcı kanadın bu gelişmeler üzerinden kamuoyunu oluşturup, etki boyutunu derinleştirmek ve sahiplenmesi adına dikkat çekici bir hamlenin gelmesini nasıl yorumlamalı?
Aslında konunun özetini Başkan Erdoğan’ın söyleminden bulmak mümkün.
Ne demişti Reis, “Yeni sistemi inşa etmek adına her bölgedeki kanaat önderleri ile sistemi yeniden kurgulamak vaktidir.”

Sonrasında “alternatif paradigma”lar yazarı Davutoğlu’nun farklı bir safhaya geçmesi büyük resmi kafamda şekillendirdi.
Ve ardından malum din düşmanı azgın azınlıkların ve tetikçilerin din bezirganlığına yeniden başlamalarının hiçbirinin tesadüf olmadığına işaret ediyor.
Devletimizle bir bütün olarak ortak refleksi göstereceğimiz zamanların içindeyiz.
Herkes teyakkuzda olmalı.
Rehavete yer yok!