ZİHNİ İŞGAL PLANI

Dünya tuhaf bir virüsle tanıştırılırken holojenik bir yarasa görseliyle Dünya coğrafyaları zihni işgalle, ardından fiilen de teslim alınmış görünüyor.
Holojeni yansıtanlar yeni dünya düzenini “böl, parçala, yut, yönet” ekseninde aşikar etmişlerdi.

Oysa bu virüs, kadim devlet tarihimizle sabit ve içimizde asalak bir şekilde her dönem mutasyona uğrayarak yaşıyordu.
Bu virüse yüklenen algıyı millet olarak çok yakından tanıyoruz.

Virüsün biyolojik kimliğine kitleleri odaklamalarına asla şaşırmayalım.
Firavun’un sihirbazları hiç bir dönem boş durmadı, durmayacak…
Lakin Musa’lar da eksik olmayacaktır.

Kitle imha silahlarına dönüşen “yılan” görünümlü bu silahlara karşı imani eksenli bir duruş, kavrayış, tıbbi ve sosyolojik manada önlemler almakla bu illüzyonun da bozulacağına inanıyorum.
Kısaca birlik ruhu diyebiliriz.

Biyolojik silahın bütün dünya coğrafyasında kullanıldığı derin operasyonları ve artçı etkileri cereyan ediyor.

Ancak bu operasyonu ve tezgahlanan oyunu hangi hamle ve hamlelerin, nasıl bozacağına da şahit olacağız.
Bu biyolojik silahın kitleler üzerindeki ölümcül etkisini kesmek adına bilim adamları olağanüstü çaba sarfediyorlar.

Saldırıyı kontrol edebilmek kadar saldırının arka planındaki güç ve güçlerinde tetkiki, tahlili devam ediyor.
Ülkemiz de bu saldırılardan elbette acı da olsa nasibini aldı, alıyor.

Konunun idari bazda “olağanüstü hal” tanımı üzerinden en etkin bir şekilde değerlendirildiği biliniyor.
Virüs’ün ilk çıktığı ana bağlı bütün detaylar tetkik edilirken, virüs illüzyonunun kısa ve uzun vadedeki hedefleri üzerine teorilerin ötesinde bilgi ve bulgulara ulaşıldığı, sahip olunduğuna dair önemli işaretler var.

Emperyalizmin doğu ve batı eksenli viral hareketlenmeleri savunma gibi görünse de işgal ve imhaya dönük emareler barındırdığı çok açık.

Bütüncül resmin her boyutta ortaya saçılan parçaları birleştirildiğinde bu biyolojik silahın aşısı ve ilacının gerçekte var olduğuna dair işaretler ve tavır yansımaları dikkat çekiyor.
Trump’ın son söylemlerinde Neocon’larla olan savaşı, Çin’in gizlediği yıkımları, biyolojik silah ve mikrobiyoloji konusunda ileri safhadaki İsrail’in dünya kamuoyunda “muadil” bir tavır sergilemesi dikkatlerden kaçmadı.

Bu biyolojik silahın üzerinden tertip edilen oyunu bozacak bilgi ve ferasetin bizde olduğuna inanıyorum.
Millet olarak bu saldırıya karşı “birlik” olduğumuzu oyun kuruculara her noktada gösterdik.

Birey ve toplum olarak yapmamız gereken tek şey önce Allah’a sonra devletimize ve idarecilerimize güvenmek, dayanışmamızı güçlendirmekten geçiyor.

Ortada yeni nesil bir savaş düzeni var.
Savaşın bütün kodlarına sahibiz…