TANRIOĞLU KONSÜL’Ü ve PETROLÜN SEBEP OLDUĞU OLAYLAR

Okuduğunuz Yazı
TANRIOĞLU KONSÜL’Ü ve PETROLÜN SEBEP OLDUĞU OLAYLAR

İçerik

Çağımızın en önemli maddesi petroldür ve 100 yıldan fazla bir zamandır savaşların temelinde petrol bulunur. Yüzyılın başlarında genel arak bu sektörde başı çeken ve sözde Tanrıoğlu Konsül’e ait olan Standart Oil ve Royal Dutch-Shell adlı iki şirket vardı.Bugün bu sektöre hakim olan Konsül’e ait uluslararası şirketler topluluğudur.

Fransız devlet adamı Clemenceau, ABD Başkanı Wilson’a gönderdiği telgrafta şunları yazıyor: “Eğer müttefikler harbi kazanmak istiyorlarsa; Fransa’nın kana olduğu kadar petrole de muhtaç olduğunu bilmelidirler.”

İran’da petrole bağlı darbe ilk olarak 1908 yılında olmuştur.Rusların emrindeki Kazaklar birkaç saat içinde Tahran’ı ceser yığınlarıyla dolu bir harp meydanına çevirmişlerdir. Çekişme,İran üzerinde önemli bir etki kurmuş olan Rusya ile İngiltere arasındadır.

1920 yılında Rockefeller’in sahibi olduğu dev petrol şirketi Oil, Mr. Harding’in tüm seçim masraflarını karşılamış ve ABD Başkanı olmasını sağlamıştır.Önce Standart Oil’in her her isteğini yapan Mr. Harding,Standart Oil’in muteber adamı Mr. Hugheus’u da Dışişleri Bakanlığı müsteşarlığına atamıştır.Zamanla Standart Oil’in aşırı isteklerini reddeden Mr. Harding bir dağ evinde öldürülmüştür. Mrs. Harding eşinin “kendilerine alet olmak istemediģi bir takım müesseseler tarafından zehirletilmek süretiyle öldürüldüğü”nü her yerde söylemiş,fakat hiç kimseye sesini duyuramamıştır.Rockefeller’in meşhur “Standart Oil için iyi olan ABD için de iyidir” sözü çarpıcı bir gerçeği tespit ediyordu.Standart Oil,ABD’de herşeyi kontrol etmektedir ve onu karşısına alanlar ABD’de hiçbir şey yapamazlar.

19. yy’da siyasal rekabet İngiltere, Almanya,Rusya ve Fransa arasındaydı ve bu siyasete “Şark siyaseti” adını vermişlerdi.Bu mücadelenin merkezini de petrol teşkil ediyordu.

Bir tarafta Standart Oil ve Royal Dutch-Shell’in olduģu Amerika-İngiltere gurubu Rusya’nın başına çorap örerek, bankerleri vasıtasıyla Rus Bolşevik ve Menşeviklerine para yardımı yaparak sonunda kominist ihtilalin başarıya kavuşmasını sağlamış ve böylece Rus kozu bir zaman için de olsa dünyada yürütülen rekabetren oyun dışı edilmişti. İran petrolleri daha sonra tamamen İngilizlerin kontrolüne geçti.

Almanya söz sahibi olmak istediği Musul ve Kerkük petrolleri için Osmanlı İmparatorluğu’nda imtiyazlar elde etme peşinde koşuyor ve bu bölgeye uzanıp, kontrolünü temin edecek Bağdat demiryollarının inşasını üstleniyordu.

Versailles Anlaşması’yla bütün Avrupa, Romanya ve Ortadoğu petrol sahalarından Almanya’nın Deutsche Orient Bank’ını tasfiye edip petrol hisselerini İngilizlere verdi.Buradaki yanılsama Ingiliz demekle bunun gerçekten İngiliz olduğunun düşünülmesidir.Bütün banka ve büyük şirketlerin (tabi petrol şirketleri de buna dahil) sahibi sözde Tanrıoğlu Konsül’dür.

Almanlara karşı İngilizler Adana-Mersin demiryolu inşaatının ruhsatını aldılar.Osmanlı toprakları İngiliz ajanlarıyla doldu.Balkan savaşları bugünlerde vuku buldu ve 100 binin üzerinde Türk öldürüldü.Bir kaç yüz bin Türk de yersiz yurtsuz kaldı.Bu savaşın arkasında muhakkak bir çok sebep vardı.

Birinci sebep kendisine Tanrıoģlu diyen Konsül’ün Filistin’de yer sahibi olması gayesidir.Nitekim Avrupa Konsülü hemen 2.Dünya savaşının bittiģi an Filistin’de kendi devletini kurmuştur. Bu devletin kuruluşu sözde Tanrıoģlu Konsül’ün tüm programını bozmuştur. Çünkü klasik Ortadoks Yahudi diye adlandırılan ve tüm Konsül içinde sayıları ancak onda biri teşkil eden ve kendilerinin ‘Tanrıoğlu’ olduğuna gerçekten inanan Safaratlar,bu devletin kuruluşuna karşı çıkmışlardır.Onlara göre Mesih gelecek ve Yahova’nın krallığını kuracaktır. Oysaki Filistin’de kurulan devlet eşkenazi adı verilen aslen Hazar Türkü olan Avrupalı Yahudilerin devletidir.Bayrağı da Avrupa’nın kullandığı amblemdir.Safaratlarla Eşkaniziler arasındaki kavga,barışı hiçbir zaman mümkün olmayacak dünyadaki tek kavgadır.Aradaki düşmanlık ise ebedidir.

“On üçüncü Kabile” kitabının yazarı Arthur Koestler,mevcut Yahudilerin onda dokuzunun anadan doğma Yahudi olmadığını,aksine bunların bu dini sonradan kabul etmiş Türkler olduğunu ispat etmiştir. Kendisinin ve eşinin bir otel odasında ölü bulunmuş olmasıona duyulan kinin sonucu olsa gerektir.Çünkü bozulan oyun “Tanrıoğlu oyunudur”. İsrail’e girmesi kesinlikle yasak olan bu kitap Türklerin yahudi dinini 7. ya da 8. yy’da kabul ettiklerini belgelemektedir.

İkınci sebep ise kara altın denen petrolün ele geçirilmesi idi.Nitekim Osmanlı’nın terk ettiģi her yerde daha sonra petrol bulunup işletilmiştir.Kuzey Afrika,Arap yarımadası,Irak,Suriye vs. Ruslar ise hedeflerini -hem sıcak denizlere inmek hem de Ortadoğu petrollerini kontrol etmek için- İskenderun limanının zaptedilmesi olarak belirlemişlerdi. Nitekim Ermeni hareketlerinin geri planında büyük ölçüde Rusya hami olarak bulunmaktaydı.Rusların Ermenistan projesi Erzurum’u içine alan ve İskenderun’a inen hattın doğusunu kapsamaktaydı.Bunun da anlamı Musul ve Kerkük’ün petrolüne Rusya’nın sahip olması demekti.

Osmanlı devletinin sınırları içerisinde bulunan Girit,Trablusgap ve Balkanlar’daki savaşlar petrol siyasetinin de köprü başlarıdır.Konsül sıcak cephe açarak Osmanlı’ya vururken,Selanik’te kurduğu Mason locaları vasıtasıyla da ülkeyi iç siyasette yıkmanın yolunu bulmuş ve bunu ustaca sonuca ulaştırmıştır.Bazı arap kabile ve milletleri,Türk’e ihanet ettirilmiş,bu uşak zihniyetin sahipleri kendine vaad edilen menfaat karşılığı Türk’e isyan etmiş ve inanılmaz bir vahşetin de uygulanmasında tetikçilik yapmışlardır.

Güney Amerika ve Venezuela’da da hükümet darbesi yaptırılmış ve petrol imtiyazları İngiltere kökenli Konsül’ün eline geçmiştir.Venezuela ile ilgili her karar Konsül’ün satın aldığı küçük bir adada alınıp,Venezuela devlet başakanı Gomez’e emredilirdi.IMF’nin bugünkü hükümetlerle ilişkisine ne kadar da benziyor.

Petrol şirketleri Kolombiya’da ki ihtilalin organizasyonunu da yaptılar.Ihtilalin ardından iktidara gelen hükümetle,İngiltere Konsülü arasında yapılan bir anlaşmayla on binlerce km2 alanda petrol araştırma imtiyazı 66 yıllığına Ingiliz Konsülü Royal Dutch-Shell’e verildi.

Meksika’daki mücadele ihtilale sebep oldu.Petrol imtiyazları ABD Konsül’ü ile İngiltere Konsül’ü arasında paylaşıldı.

1918 Şubat ayında ir Alman ordusu hızlı bir ilerleyişle Bakü’yu işgal etmek isteyince,İran’da konuşlanmış İngiliz birlikleri süratle Bakü’yü işgal etmişlerdir. İngilizler,Rusya’da kominist ihtilali başlar başlamaz Türkistan’da ki zengin petrol sahalarını da işgal etmişlerdi.

1922 yılında İngiliz generali Arthur Moore,Times Gazetesindeki makalesinde; “Şüphesiz ki Bakü’de ki petrol arazisine sahip olmak için gitmiştik” diye yazmıştı. Kominizmin ilk yıllarında Bakü petrolleri üzerindeki pazarlıklar hiç bitmedi.

1927 yılında İngiliz Konsül’ü Irak devleti ile 75 senelik bir petrol imtiyaz anlaşmasına imza attı.1933 yılında on binlerce Türk,Musul’da katliama kurban gitti.Aynı yıl Irak’ın kukla kralı Faysal,İsviçre’de bir otrl odasında ölü bulundu.Ölümü gören otel müdürü de aynı gün öldü.Bu kraldan sonra oğlu Irak kralı oldu ve oda öldürüldü.

İran’da Musaddık’ın Rus taraflı tutumuna karşı Çekoslavakya ve Macaristan’da İran’a bir misilleme olarak çıkartılan karışıklıklar sürerken,İrak’ta hükümet darbesi yapıldı ve bir general yönetimi ele geçirdi.Bu ihtilal ile İngiltere karşıtı nümayişler İrak’ı kapladı.İngiltere aleyhtarı binlerce insan tevkif edildi.

Daha sonra İrak-İran arasında savaş çıkartıldı.Yıllarca süren bu savaşın ardından bir oldu bittiye getirilip Irak’a Kuveyt işgal ettirildi,ardından da “Tek Dünya Devleti” ni çoktan kurmuş olan Konsül ilk büyük provasını Irak’ı vurarak yaptı.İran’da ki yeni hükümetle ABD,İngiltere,Hollanda,Fransa’nın yaptığı anlaşma sonucu bu ülkelerden oluşan bir konsorsiyum kuruldu.Iran’daki Türk Koçer ailesinden olan şah suikasta kurban gitti.1925’de Rıza Pehlevi Türk hanedanını tahtından etti.

İkinci Dünya Savaşı içinde İran’ın kuzeyini Ruslar,güneyini de İngilizler işgal etti.Bu tarihten sonra da İran’da karışıklıklar devam etti.Bolşevik olan Musaddık,petrolü devletleştirdi.Rusya’yla İngiltere arasında petrol yüzünden savaş çıkma tehlikesi baş gösterdi.Musaddık’a karşı başarısız bir darbe yapıldı.İran’ın içinin karıştırıldığı bu günlerde İngiliz gizli servisi de Macaristan’da misilleme olarak karışıklık çıkardı.

1953 yılına varıldığında İran’daki manzara adete iç savaş biçimindeydi. İran peteol fiyatlarını yüzde 50 indirip dünya piyasalarında şok tesiri yaptı.Bu günlerde Ankara’da petrol kaynaklı trafik hızlandı.Türkiye’nin ABD ve İngiltere taraflı tutumuna karşı Rusya,Türkiye’ye bir nota göndererek cevap verdi.Bu sefer Polanya’da işçiler kominizm aleyhine gösterilere başladılar.Bu olayı Ruslar acımasızca ezerek bastırdılar.Rusların misillemesi,Avrupa kominist partilerinin öncülüğünde genel greve başvurmakla oldu.

İran’daki ikinci başarısız hükümet darbesi sonucu,şahın ülkeden kaçmasıyla karışıklıklar devam etti.Yeni bir darbe ile İran’da koministlere yönelik imha hareketi vuku buldu.Bu darbe sonucu İngiliz Konsülü’nün petrol imtiyazları tekrar garanti edildi.

1927 yılında İspanya başbakanı petrolcülere kafa tutarak o zamanki iki büyük petrol şirketinin bütün tesislerine el koydu.Londra ve Washington,İspanya’ya nota üstüne nota verdi.O andan ktibaren İspanya’da birçok cinayetler işlenmeye başlandı.İspanya bir harp meydanına döndü.Konsül’ün şirketleri İspanya hariç dünyanın bütün ülkelerinde petrolü yüzde 20 ucuzlattılar. İspanya’nın el koyarak sahip olduğu petrol stokları tükenince İspanya’ya petrol vermeyerek,ekonomisini çökerttiler.İspanya ekonomik olarak çöktü,İspanya’yı tam ablukaya alıp,İspanyol mallarını dışarıda satılamaz hale getirdiler ve en nihahet hükümet darbesi yaptırdılar.Ardından İspanya’da iç savaş çıktı.

Dünyanın tüm düzeninin tamamen değiştirildiği ve adının “Yeni Dünya Düzeni” konduğu bu günlerde de petrol savaşı tüm yoğunluğuyla sürmektedir. Sovyetlerin dağılmasından sonraki süreç içerisinde Konsül’ün petrol şirketleri Avrasya’ya esasen tamamen hakim olmuşlardır.

Şimdi ise sırada Akdeniz’de ki zengin petrol ve doğal gaz kaynakları vardır. Konsül bu zengin kaynakları kimseyle paylaşmama adına yeni bir savaşın içine girmiştir ve karşısında ise yine son 100 yılda olduğu gibi Türkiye bulunmaktadır.

Osmanlı döneminden bu yana Kuzey Afrika,Ortadoğu,Arabistan,Türk Cumhuriyetleri,Balkanlar’da kaybedilen petrol ve doģal gaz kaynaklarını,bu sefer Akdeniz’de kolay kolay kaybetme niyetinde olmayan bir Türkiye ile Konsül’ün savaşı bakalım ne getirecek ne götürecek.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Sinan ÖZTEKİN