Tiyatro bitti…

Okuduğunuz Yazı
Tiyatro bitti…

İçerik

Oyun sona erdi, perde kapandı; şimdi gerçeklere dayanan bir belgesel gösterime girdi. Sahnede silkinen, üzerindeki ezikliği atan, herkesin gözünü üzerine diktiği Türkiye var artık.

“İlericilik” adına bu millete Cahiliye Devri hayatını yaşatmaya çalışanlar gittiler. Yeni kahramanlarımız 1.300’lü yıllarda dünyanın ilk kadın valilerini göreve getiren Selçuklu’nun torunları. Hüdavend Hatun ve Doğa Hatun’u vali olarak atayan ve Mısır’a Hatice Hatun’u elçi gönderen bir medeniyetten alıyorlar ilhamlarını.

Dünyaya nizam vermek isteyen Osmanlı’nın, öncülük ettiği Milli Mücadele ile Pakistan ve Hindistan’a bağımsızlık kapılarını açan Mustafa Kemal’in evlatları onlar. Marx, Lenin ve Engels’ten ilham alan, batıya hayranlık besleyip karşılarında süklüm püklüm duranların değil!

Uçaklar kalkıyor peş peşe…

Biri gidiyor. Diğeri geliyor. Gidenler, “süper güç” adı verilen ülkelere yardım malzemeleri götürüyor. Gelenler, çökmüş sağlık sistemlerinin ölüme terk ettiği vatandaşlarımızı yurda getiriyor.

“Şov” diyorlar buna…

Evet, gerçek bir şov! Hem de muhteşem bir şov. Maskeleri düşüren, yıllardır oluşturulmaya çalışılan algıları ters-yüz eden, dünyaya insanlık ve medeniyet dersi veren Türkiye Cumhuriyeti’nin şovu!

Hayranlıkla izleniyor…

***
Bir de bu muhteşem tabloyu karalamaya çalışıp, bağırıp çağıranlar var…

Kim mi onlar? Çok var, ama ben sadece bir örnek vereyim: Dünyanın karşı karşıya kaldığı büyük salgında kendi kurumlarını dezenfekte edemeyen, sürekli eleştirdikleri İktidarın yardımına muhtaç olanlar. Üç kuruşluk dezenfektana, kucak dolusu para verip alanlar.

Ama oyun bitti artık…

Açıkladım, yazdım, ilan etim. Ekrem İmamoğlu’na, basın aracılığı ile ilettim: “Ankara’da, Keçiören İlçe Belediye Başkanı Turgut Altınok, size litresi 18 liradan dezenfektan vermeye hazır” dedim.

Hem de daha yüksek kalitede olduğunu analiz raporları ile belgelemek şartı ile!

Sosyal Medyada Altınok da onayladı bunu. Ama İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden çıt çıkmadı.

Bekliyorum şimdi. Bu çağrıya rağmen, yine astronomik fiyatlardan dezenfektan alındığını duyarsam, bu defa Cumhuriyet Savcılığına sesleneceğim. Belgelerini ortaya koyup, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacağım.

Çünkü 16 milyonun hakkı ve hukuku söz konusu. Unutulmamalı ki, gazeteci olarak bizler de kamu görevi yapıyoruz.

En azından bu benim vatandaşlık görevim!

***
Dev belgesel gösterime girmesine rağmen, halen çadır tiyatrosu devam ettirmek isteniyor…

Türkiye, “Süper Güç” ABD’ye yardım gönderiyor. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, bakın ne diyor:

“Eczanelerde maske bekleyenler, sizin maskeler ABD’ye gidiyor.”

Ne şimdi bu? Ucuz siyaset! Tam bir istismar politikası!

Zaten uzun süredir başka bir şey yaptıkları da yok.

Kendi kapılarının önünü temizleyemeyen, İSKİ’nin dezenfekte edilmesi için İktidarın İlçe Belediyesinden yardım isteyenler bunlar. Kurdukları çadır tiyatrosunda, çiğnene çiğnene artık sakızlar haline gelmiş eski söylemler ile eski oyunları devam ettirecekler elbette.

Peki, heyecan verici muhteşem bir belgesel varken kim izler çadır tiyatrosunu?

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Emin PAZARCI