LUT KUŞAĞI PROJESİ YADA CİNSİYET EŞİTLİĞİ?
Dünyanın dört bir yanında virüs gibi salgın hale gelen sapkınlığa dair bir çok ülke “ajan yapılanma” gerekçesi üzerinden savaş başlatırken, bizdeki uzantıların başta CHP olmak üzere bir çok odak tarafından sahiplenilmesi demokrasi denen sahtekarlığın gerçekte ne olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Ankara Barosu’nun DİB’e dair LGBT’lilere dönük “ayırımcı yaklaşım” tezi üzerinden suç duyurusunda bulunmasına aslına bakarsanız şaşırmadım.
Asıl şaşkınlığım bunun CHP ve HDP’nin LGBT’yi savunma öncülüğünü nasıl olur da Ankara Barosu’na kaptırmış olmasından.
Gözden kaçırdığımız bir şey mi oldu yoksa “rol değişimi”mi gerçekleşti?
Veyahut farklı bir organize atak hazırlıklarında sona mı gelindiği üzerinde düşünmeden edemiyorum.
İnanın hiçbiri sıradan haller değil.
Asıl amaç Cumhurbaşkanı’na bağlı bütün birimleri baskı altına alacak belli algoritmaların sahaya sürülmesinden ibaret hesabı projeler hükmünde.
Din ve hukukun birbirinden bağımsızmış gibi gösterilerek, toplumu her iki kavram üzerinden anlamsız gösterme çabasından daha fazlasını hedef alan ayrıştırma ve iç savaş provakasyonlarını işaret ediyor.
İstanbul Tekfuruyla başlatılan proje ayağında İzmir, Bursa, Ankara, Diyarbakır ve Mersin çizgisinde kitle hareketlerini bir potada buluşturma çabası olarak görüyorum.
Bu sinsi projeyi Anadolu toprakları içinde yerleştirme çabasının uluslararası adı “cinsiyet eşitliği” projesinin ta kendisidir.
Projeyi destekleyenlerin STK ve siyasi boyutuna bakıldığında tamamen “ajan yapılanmanın” legal görselleri üzerine bina edildiğini görüyoruz.
Cinsiyet eşitliği projesinin tamamen Soros tarafından desteklenmesi ve fonlanması ayrı bir tahlil konusu.
Cinsiyet eşitliği projesinin Anadolu’nun bekası adına en büyük tehdit olarak karşımızda duruyor olması ve hukuki manada bir şeyler yapılamıyor olması da oldukça düşündürücü.
Hassas bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde mevzunun gündeme ısrarla getirilmesi dikkat çekici.
Özellikle DİB üzerinden İçişleri Bakanı Soylu’nun hedef tahtasına konulması ve oradan Başkan Erdoğan’a kadar uzanan silsilenin takip edileceğini düşünüyorum.
Bu kirli tezgahı hukukun ve anayasanın amil hükümlerince bozmanın tam zamanıdır.
Lut kavmi hep yollardaydı…
Azap bize dokunmadan bu sapkınlığı yerle yeksan etmenin zamanıdır.
Hiçbir virüs sapkınlıktan daha tehlikeli değildir!.
Binnur Günay